35
TEMMUZ / AĞUSTOS
2014 • SAYI 233 •
PERSPEKTİF
Tarihsel bir süreçten geçen ve daha sonra
modern versiyonları üretilen antisemitizmin
Müslümanlar tarafından da tedrici olarak be-
nimsenmesini sadece Nazilerin propagandası
ile açıklamak elbette yetersizdir. Zira bir ideolo-
jinin salt varlığı, bize o ideolojinin niçin ve na-
sıl benimsendiği hakkında hiçbir bilgi vermez.
Diğer taraftan, örneğin Mâide Sûresi’nin 82.
ayetine atıf yaparak (“İman edenlere düşman-
lık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle
Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu
görürsün.”) İslam’ın bizatihi Yahudi düşmanlı-
ğını telkin ettiğine ve bu nedenle antisemitiz-
min kabul görmesi için gerekli zihinsel altya-
pının Müslümanlarda zaten mevcut
olduğuna dair görüş de meseleyi
yeterince izah edememektedir. Nite-
kim böyle bir iddia, yukarıda da ifade
edildiği üzere, antisemitizmin İslam
düşüncesinde niçin daha önce ortaya
çıkmadığı sorusuna tatmin edici bir
cevap vermemektedir.
Dolayısıyla –Müslümanlar açı-
sından bakacak olursak– burada so-
rulması gereken asıl soru şudur: Bir
ideoloji olarak antisemitizm, Müslü-
manlar tarafından neden bazı durum-
larda (geleneksel İslam düşüncesinde
olduğu gibi) reddedilmekte, bazı du-
rumlarda ise (günümüzde olduğu gibi)
benimsenmektedir? Başka bir deyişle,
antisemitizme İslami bir meşruiyet
kazandırılmasını elverişli kılan ko-
şullar nelerdir?
Ne yazık ki bugüne kadar, Müs-
lümanlardaki antisemitik eğilimleri
konu alan hiçbir çalışma meseleyi bu
açıdan değerlendirmemiştir. Aksine
İslam’ın, Yahudi düşmanlığını aşıla-
yan bir din olup olmadığı sorusuna
takılıp kalınmıştır. Bu durumda ka-
çınılmaz olarak bir grup, sorunun İs-
lam’ın kendisinden kaynaklandığını
iddia etmekte, başka bir grup ise sa-
vunmaya geçerek İslam’ın barış dini
olduğunu ve antisemitizmin İslam ile
uzaktan yakından alakası olmadığını
ileri sürmektedir. İki taraf arasındaki
*Sosyolog Süer, Berlin’de “Çoklu moderniteler ve İslam’ın
moderniteyle ilişkisi” isimli doktora tezi üzerinde çalışmak-
tadır.
bu gelgitlerin bir kısır döngüye sebep olduğu
açıktır. Hâlbuki ırkçılığın bir şekli olan antise-
mitizmin kimler tarafından (yalnız Müslüman-
lar değil!), hangi ölçüde benimsendiğine dair
sağlıklı bir teşhis koymak ve bu konuda gereken
önlemleri almak istiyorsak öncelikle böyle bir
zihniyeti meydana getiren etkenleri iyi tespit
etmemiz gerekir. Aksi takdirde, kendisiyle mü-
cadele ettiğimizi zannettiğimiz bir ideolojiyi
farkında olmayarak perçinliyor dahi olabiliriz.
Nazi döneminde Yahudilere karşı nefretin körüklenmesi amacıyla çeki-
len en agresif propaganda filmi olan “Ezeli Yahudi”nin afişi