Dosya
44
PERSPEKTİF
• SAYI 233 • TEMMUZ / AĞUSTOS 2014
larla evlenebilmesine hukuken izin verilir. Bu
durum, “Yahudi sorunu”nun çözülmesi için de
bir metot olarak kullanılmıştır, zira Yahudiler ya
Hristiyanlarla evlenerek melezleşeceklerdir ya
da Yahudi Emansipasyonu’nun savunucularına
göre bu tarz bir evlilikle Yahudiler, Hristiyanlar-
la “aynı ahlaki seviyeye” ulaşabileceklerdir.
7
Asimilasyon aracılığıyla gerçekleşen bu
emansipasyon sürecinde birçok Yahudi Hristi-
yan dinine geçmiş, Yahudilik içerisinde de Ya-
hudi kimliğinin kaybı, yaşanılan topluma uyum
gibi tartışmalar etrafında Moses Mendels-
sohn’un önderliğinde bir
Yahudi Aydınlanma Hare-
keti meydana gelmiştir. Bu
“aydınlanma” ile birlikte
dinî kurallar sorgulanmış,
ibadetler Protestanlık’ta-
ki ibadetlere benzemeye
başlamış, koşer yemek ku-
ralları gevşemiş ve Yahudi
eğitim sistemi yenilen-
miştir. Öyle ki 19. yüzyılda
dualar Almanca yapılmaya
başlamış ve Cumartesi ye-
rine Pazar günü dinlenme
günü olarak kabul edil-
miştir.
8
Yahudi Aydınlan-
ma Hareketi ile senelerdir
gettolarda yaşayan Yahu-
dilerin topluma entegre
edilmeleri
sağlanırken,
Yahudi kimliği de ciddi bir
dönüşüme uğramıştır.
Yahudi Aydınlanma Hareketi, Yahudilerin
emansipasyonunu ancak asimilasyona uğradık-
ları takdirde kazanabileceklerini gösteren bir
hareket olmuş, dahası modern Yahudi düşman-
lığını da beraberinde getirmiştir. Zira, “Berlin’in
aydınlanmış Yahudilerinin asimilasyona ha-
zır olmaları, toplumda devam eden ve 1819’da
Hep-Hep olayları ile doruk noktasına ulaşan
Yahudi düşmanlığını değiştirmemiştir. Bu geliş-
me, asimile olan Berlinli birçok Yahudi’ye, en-
tegre oldukları takdirde Hristiyan komşularının
zihinlerinde bir değişiklik meydana geleceğine
dair varsayımlarının ne kadar aldatıcı olduğunu
da göstermiştir.”
9
Almanya ve tüm Avrupa’da Yahudilere ka-
demeli olarak ve bir asra yayılan hak iadesi
tartışması, Müslümanların Avrupa’ya “enteg-
rasyonu” bağlamında isim değiştirerek devam
etmektedir. Yahudilerin haklarına dair siyasi ve
toplumsal tartışmalar kültür, din, toplum yapısı,
gelenek ya da devlet politikaları gibi konularda
gerçekleşmişti; Müslümanlara dair tartışmalar
da 19. yüzyıldakinden çok farklı değil; elbette
devletler arası ilişkiler ya da uyulması gereken
evrensel hukuk kuralları o döneme kıyasla çok
daha gelişmiş durumda. Ancak “yabancı”ya
yaklaşımda yüzlerce yıllık
refleks hâlâ alabildiğine
belirleyici.
“Yahudilerin de, di-
ğerleri gibi insan oldu-
ğu, onların da insan gibi
muamele görmek zorun-
da oldukları, barbarlık ve
dinî ön yargılar nedeniyle
gerçekleştirilen baskının
onları küçük düşürdüğü ve
ahlaksızlaştırdığı, akla ve
insanlığa uygun bir dav-
ranışın onları daha iyi in-
san ve vatandaş yapacağı
[...]; bunlar öyle doğal ve
basit gerçeklerdir ki bun-
ları doğru anlamakla ka-
bul etmek arasında hemen
hemen hiç fark yoktur.”
10
Bundan 3 yüzyıl önce Av-
rupa’nın yabancıları olan
Yahudiler için böyle yazmıştı Dohm. Hakların
iadesi sürecinin bile tabii olduğu için değil,
daha iyi vatandaşlar üretmek amacıyla gerçek-
leştirildiği bir ortamda ve çok kültürlü toplum
algısının olmadığı zamanlarda Avrupa’da Yahu-
di Emansipasyonu asimilasyona neden olmuştu.
Bugün, çoğulcu toplum tartışmalarının yaşan-
dığı Avrupa, Müslümanlar için de aynı sonuca
mı sahne olacak? Bunu zaman gösterecek.
7
Aumüller, S. 145.
8
9
Wojcik, S. 266.
10
.
pdf S. 3
©
Flickr.com/Stifts- och landsbiblioteket i Skara