Dosya
38
PERSPEKTİF
• SAYI 233 • TEMMUZ / AĞUSTOS 2014
Buna benzer şekilde imamlara ve camilere de
bugün büyük bir şüphe ile bakılmaktadır. Din, o
gün olduğu kadar en az bugün de stereotiplere
sebep olmaktadır. Örneğin Museviliğin politik
bir din olduğu vurgusu şöyle yapılmıştır:
“Yahudilerin dini, bizim anladığımız gibi bir
din değildir; belki de daha doğru şekilde tanım-
lanırsa bir yasadır. En öz şekliyle siyasettir; tec-
rit siyaseti.” (Saxlund 1922:12)
Saxlund’un dinî kimliğin siyasi ve ayrımcı
olduğuna yaptığı vurgu, çarpıcı bir şekilde İs-
lam’ın homojenleştirilmesi ile benzerdir. Gü-
nümüzde İslam hakkında yazılan yazılardan bu
dinin, hoşgörü, kurtuluş ve barış dini olduğunu
anlamak zordur. İslam, tıpkı Yahudilikte olduğu
gibi siyasi ve tecrit yanlısı bir din gibi tanımlan-
maktadır.
Bir din, herhangi bir azınlığı olumsuz an-
lamda tanımlamak için kullanıldığında, tanım-
lamayı yapanların ortak vasfı, dinî öğretilerinin
sadece belli bir kitleye hitap etmesine ve “dışla-
yıcılığına” dikkat çekmeleridir. Aşağıdaki alıntı-
lardan ilki antisemitizmin, ikincisi ise İslamofo-
bi’ye örnektir:
“Buna göre, Yahveh sadece Yahudilerin tan-
rısıdır. Yahudi ırkının tanrısı ve Yahudiler de,
kendilerine söz verilen dünya hâkimiyetine kar-
şılık olarak ona ibadet eden kişilerdir. Başka bir
deyişle diğer insanlar, diğer ırklar Yahudilerin
düşmanı olmalıdır.” (Saxlund 1922)
“Batı vatandaşı olarak ahlaksızız ve bu yüz-
den Müslümanlar tarafından ‘kâfirler’ ve ‘köpek-
ler’ olarak tanımlanırız.” (Berg 2007:44)
“Kendilerini” dinlerinin faziletinden dolayı
“bize” üstün saymaları, kimlik politikalarında
kanıt olarak ileri sürülmektedir. Tanrılar da bu
kıyaslamaya dahil edilirler; buna göre Allah ve
Yahveh katı ve nefret dolu iken, İsa merhametli
ve şefkatlidir.
4. Cinsel meta olarak erkek:
Yahudiler aşırı
derecede kadınsı ve kibirli olarak tasvir edilir-
ken, Müslümanlar aşırı derecede erkeksi tasvir
edilmektedir. Bu, dualizm mantığını ortaya çı-
karttığı için ilginçtir: Günümüzde yaygın erkek
imajı, yirminci yüzyılın başında hüküm süren
erkek imajından çok daha az maçodur. İdeal
“yeni erkek” imajı ile bağlantılı olarak Müslü-
manlar, gerçek dışı bir şekilde erkeksi görülmeye
başlamıştır. Erkeksileştirme ya da kadınsılaştır-
ma fark etmeksizin, hem Yahudiler hem de Müs-
lümanlar kontrolden çıkan cinsel meta olgusuy-
la ilişkilendirilmektedir. Yahudiler, karikatürize
bir şekilde azgın kişiler, kadın satıcıları veya
cinsel tacizciler olarak tasvir edilmiştir. Kadın-
ların İslam’a göre
giyinme
tarzı
ise,
Müslüman
erkeklerin kadın
saçını, dizini ya
da kolunu gör-
dükleri
zaman
kontrolden çıka-
cak kadar azgın
oldukları varsa-
yımıyla açıklan-
maktadır.
5.
Kadınlara
muamele:
“Yahu-
diler çok eşliliğe
ruhsat vermiştir
ve çok eşlilik şe-
riat ile yönetilen
devletlerde hâlâ
uygulanmakta-
dır.
Kadınların
sinagoga girme-
sine yılda sadece
bir kez izin var-
dır. Evlendikleri
zaman
saçları
kesilir ve şapka
ya da peruk ta-
karlar.” (Saxlund
1922:55)
Çok
eşlilik,
kadının
ibadet
mekânına giriş
izni ve kadının
saçını kapatması, yukardaki örneklerde de gör-
düğümüz gibi, İslam hakkında günümüzdeki
tartışmalarda yeni üretmediğimiz üç ana ko-
nudur. “Diğer” kadınlara nasıl muamele edildi-
ği grup kimliğinin kurulmasında ayırt edici bir
özellik olarak sunulmaktadır; hem Yahudiler