25
TEMMUZ / AĞUSTOS
2014 • SAYI 233 •
PERSPEKTİF
yaşamayı arzular. Müslümanların ibadetlerini
yapmaları provokasyon amaçlı değildir/olamaz.
(...) Fransa Müslümanları kadın ile erkeğin bütü-
nüyle eşit olduğuna kanidir. Kadınların, yasalar
çerçevesinde, mesleki olarak ilerlemesini ister.
(...) Fransa Müslümanları peçenin dinî tavsiye
olduğunu düşünür. Devlet okullarındaki peçe ya-
sağının adaletsizlik olduğunu düşünse de, ulusal
çoğunluğun tercihine saygı duyar. Peçenin dinî
bir zorunluluk olduğunu savunmaz. (...) Fransa
Müslümanları ırkçılığa, antisemitizme, yabancı
düşmanlığına ve dinî ayrımcılığın tüm şekillerine
karşıdır.”
2012 yılında Toulouse kentinde üç ayrı saldı-
rıda yedi kişiyi öldürdüğü düşünülen Muhammed
Merah olayının ardından, Mayıs 2014’te Brük-
sel’deki Yahudi Müzesi saldırısı zanlısı Mehdi
Nemmouche’nin yakalanması, ülkede zaten laik-
lik ve kamusal alan tartışmalarıyla mercek altın-
da bulunan Müslümanları iyice bunaltmıştı. Bu
anlamda CFCM’in, birçok maddesi malumu ilam
niteliğinde olan sözleşmesi, ilk etapta Fransa’da
Müslümanlara yöneltilen boğucu havayı hafiflet-
me hamlesi olarak görülse de sözleşmenin ardın-
da daha farklı bir zihniyetin izleri yatıyor.
Bu tarz girişimlerde, ayrımcılığı önlemek ve
azınlık olarak kendini kabul ettirmenin en doğ-
ru yolunun, çoğunluk toplumunun, -ya da daha
doğru bir ifadeyle siyasal iktidarın- yönergelerine
uygun davranmak olduğu inancına dair işaretler
kendisini göstermektedir. Çoğu zaman farkında
olunmayan ve bir azınlık refleksi olarak kendisini
gösteren bu tutumu aşabilmek için CFCM’in te-
mel görevinin ne olduğu sorgulanmalıdır. CFCM,
kuruluş mevzuatına göre de “Devlet ve toplum
bünyesinde İslam dinini ve Fransa’da yaşayan
Müslümanları temsil eder.” Bu temsil, Fran-
sa’daki Müslümanların ihtiyaç ve beklentileri
anlamında bütüncül bir temsildir ve idealde, ih-
tiyaçların Müslümanlardan siyasal iktidara doğru
iletilmesi şeklinde bir seyir takip etmelidir. Eğer
beklentilerin iletilmesi noktasında CFCM, sadece
siyasal iktidardan Müslümanlara doğru, devletin
ideal Müslüman tanımının Müslüman cemaat ta-
rafından benimsenmesi anlamında bir çaba sarf
ederse, bu, önce CFCM’in sivil toplum kuruluşu
hüviyetini zedeleyecek, ardından ise Müslüman-
ların CFCM tarafından temsilini itibarsızlaştıra-
caktır.
Bu manada CFCM, Müslümanların azınlık
olarak kendi kültürel ve dinî kimliklerini koru-
malarının, çoğulcu bir toplumun da refahına ola-
cağına inanmak yerine, Fransa’nın yıldırıcı poli-
tikalarına boyun eğmiş gibi gözükmektedir. İlk
bakışta zararsız temennileri dile getiren ya da bir
arada yaşamı pekiştirdiği varsayılan bu tarz bil-
diriler, dinî azınlıklar söz konusu olduğunda daha
dikkatli bir şekilde hazırlanmalı; bu tarz manev-
raların çoğunluk toplumu ya da siyasal iktidar ta-
rafından birkaç cılız takdir toplamanın ötesinde
ne Müslümanların hakları ne de azınlık durumla-
rı açısından katkı sağlamayacağı bilinmelidir.
CFCM, Müslümanların azınlık olarak kendi kültürel ve
dinî kimliklerini korumalarının, çoğulcu bir toplumun
da refahına olacağına inanmak yerine, Fransa’nın yıl-
dırıcı politikalarına boyun eğmiş gibi gözükmektedir.