Temmuz/Agustos 2014 - page 34

Dosya
34
PERSPEKTİF
• SAYI 233 • TEMMUZ / AĞUSTOS 2014
olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yüzden-
dir ki, birtakım Avrupalı diplomat ve tüccarların
Yahudi düşmanlığını İslam dünyasında yaymaya
yönelik özel girişimleri başarısız kalmıştır. Hatta
bazı Hristiyan misyonerlerin, Fransızca ve İngi-
lizce’den Arapça’ya çevirdikleri antisemitik me-
tinler, toplumun düzenini bozdukları gerekçesiy-
le, Osmanlı İmparatorluğu’nda yasaklanmıştır.
5
Ne var ki, buna benzer bazı bireysel teşeb-
büslerin ardından antisemitizmin sistematik bir
şekilde Müslümanlar arasında yaygınlaştırılma-
ya başladığı da bir gerçektir. Bu hususta özellikle
Nazilerin İslam dünyasında kararlılıkla sürdür-
dükleri propagandanın etkili olduğunu söyleye-
biliriz. 1939-1945 yılları arasında Almanya’dan
Arapça yayın yapan Zeesen Radyosu aracılığıyla
gerçekleştirilen bu propaganda, antisemitik ide-
olojinin “dinî program” kisvesine bürünerek ge-
niş bir kitleye ulaşmasını sağlamıştır. Böylelikle
Kur’an ayetlerini ve diğer bazı İslami simgeleri
kullanmak suretiyle Yahudilerin Müslümanların
ezelî düşmanları olduğuna dair düşüncenin to-
humları ekilmeye başlamıştır.
6
Sonuç itibariyle klasik antisemitizmden ta-
nıdığımız motiflerin, artık birçok Müslüman ta-
rafından da İslam düşüncesinin ayrılmaz birer
parçası olarak algılandığını görüyoruz. Bunların
başında, Yahudilerin Allah tarafından lanetlen-
miş bir topluluk olduklarına dair inanç gelmek-
tedir. Aynı şekilde, Hristiyan
antisemitizminde de görüldü-
ğü gibi, zaman zaman İslami
kaynaklara dayanılarak özü
itibariyle kötü ve komplocu
bir Yahudi profilinin çizildiği-
ne de tanık olmaktayız. “Siyon
Liderlerinin Protokolleri” ola-
rak bilinen metnin ve Hitler’in
“Kavgam” adlı kitabının İslam
ülkelerinde gördüğü rağbet
şüphesiz bu algının ne derece
özümsendiğine dair bir ipucu
olarak kabul edilebilir. Nitekim
söz konusu metinlerin günü-
müzde yaşanan olaylarla sık
sık ilişkilendirilmeleri ve dün-
yadaki bütün adaletsizliklerin
bir Yahudi oyununun sonucu
olarak nitelendirilmesi de bunu göstermektedir.
Holokost’un inkâr edilmesi ve hatta Holokost’un
Yahudilerin kendileri tarafından hazırlanan bir
komplo olduğunun iddia edilmesi, 11 Eylül 2001
tarihinde New York’taki Dünya Ticaret Merke-
zi’nde çalışan 4.000 Yahudinin işe gitmediğine
dair teorilerin üretilmesi gibi eğilimlerin tama-
mı, asıl itibariyle Hıristiyanlık’taki “Tanrı katille-
ri” algısına dayanan, fakat modern iletişim araç-
larıyla Müslümanlar arasında da hızla yayılabilen
antisemitik bir zihniyetin iz düşümleridirler.
“İslami” bir antisemitizmin varlığından söz
edenler de ekseriyetle bu hususun altını çizer-
ler. Yani Hristiyan menşeli olan bir öğretinin,
modern iletişim araçlarıyla Müslüman kitlelere
ulaşması ve bu kitleler tarafından “İslami” bir
okumayla yeniden yorumlanması sonucunda
ortaya çıkan özgün bir ideolojiden bahsedilir.
Böylelikle bir bakıma antisemitizmin “İslami” bir
versiyonu türemiş olur. Bu görüşe göre ise “İsla-
mi antisemitizm”, artık “dışarıdan” dayatılan bir
ideoloji olmaktan çıkıp kendi içinde tutarlı ve
kendine öz bir dinamizme sahip olan bir zihniye-
te dönüşmüş sayılır.
7
5
Hassan, Riaz (2009): Interrupting a History ofTolerance. Anti-Semitism and the Arabs, Asian
Journal of Social Science,Yıl 37, Sayı 2, s. 455
6
Judaken, Jonathan (2008): So what’s new? Rethinking ‘new antisemitism’ in a global age,
Patterns of Prejudice,Yıl 42, Sayı 4-5, s. 541
7
Beller, Steven (2007): In Zion’s Hall of mirrors. A comment on ‘Neuer Antisemitismus?’,
Patterns of Prejudice,Yıl 41, Sayı 2, s. 232
©
Flickr.com/zeevveez
13. ve 14. yüzyılda Yahudilerin küçük erkek çocuklarını öldürme ritüelleri ger-
çekleştirdiklerine inanılıyordu.
1...,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33 35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,...68
Powered by FlippingBook