27
MART 2014 • SAYI 229 •
PERSPEKTİF
18%
11%
71%
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
“Aynı ırka mensup olduğum insanlara, diğer insanlardan daha fazla güveni-
rim.”
93%
1%
6%
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
“Farklı etnik kökene sahip bir komşumun olması benim için sorun olmaz.”
10%
88%
2%
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
“Bir Türk dünyaya bedeldir.”
45%
34%
21%
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
“Etnik kökeni farklı olan iki insanın evlenmesi ileride sorun çıkaracaktır.”
26%
63%
12%
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
“Bazı etnik kökene mensup insanlar suça diğerlerine oranla daha meyilli.“
75%
17%
9%
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
“Dünyanın başka yerlerinde yaşayan insanların giyim tarzlarındaki farklılıklar
hoşuma gidiyor.”
60%
27%
13%
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
“Benim kültürüme benzemeye çalışan insanları severim.”
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
38%
50%
12%
“Kendi dilimin başka dillerden daha zengin olduğunu düşünüyorum.”
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
61%
26%
13%
“Farklı yerlerdeki (Örneğin; Asya, Afrika, Uzak Doğu) yemek kültürü zaman
zaman iğrenç olabiliyor.”
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
81%
9%
10%
“Çocuklarımın farklı kültürden çocuklarla da arkadaşlık yapmalarını isterim.”
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
77%
10%
13%
“Yaşadığım ülkeye yabancı ülkelerden insanların göç etmesi benim için sorun
değil.”
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
65%
27%
8%
“Türk tarihi, diğer milletlerinkine kıyasla daha şanlı bir tarihtir.”
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
“Türk Millî Takımı’nda yabancı bir futbolcunun oynamaması gerekir.”
41%
44%
15%
Kamuoyu Yoklaması*
*Perspektif’in internet üzerinden gerçekleştirdiği anket sonuçları
bir kimlik aidiyetinin temelini oluşturmaktadır.
Etnosentrizm ile mücadelede hükûmetlerin
uyguladığı politikaların yeterli olduğunu düşü-
nüyor musunuz?
Aslında evet. Ama maalesef bazı politik li-
derler, eşitliği tesis etmek için, göçmenlere ve
etnik azınlıklara dair olumsuz söylemlerin üs-
tüne gitmek için gerekli olan cesaret ve liderlik
vasıflarından yoksunlar. Etnik ve dinî azınlıkları
günah keçisi olarak göstermek, Avrupa toplu-
munu daha da iyiye götürmek gibi “gerçek” va-
zifelerini yerine getiremeyen pek çok politikacı
tarafından, bu eksikliklerini örtbas etmek mak-
sadıyla kullanılmaktadır.
Bugün, Avrupa’nın tümünde insan haklarını
korumak, eşitliği tesis etmek, ırkçılığı durdur-
mak için gerekli olan siyasi sorumluluğa her
zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Politi-
kacılar dinamik, sağlıklı ve birbirine kenetlen-
miş bir toplumun inşası için eğitim, iş ve ika-
met gibi hususlarda herkesin eşit haklara sahip
olması gerektiği mesajını iletmekle mükellefler.
Avrupa’nın sosyal, politik, kültürel ve ekonomik
refahı için göçmenlerin üstlendiği katkıları ve
faydaları desteklemeliler ve Avrupa’daki göç-
men, etnik ve dinî azınlıkların birikimlerinin
“heba olmuş yeteneklere” dönüşmemesi için el-
lerinden geleni yapmalılar.
Avrupa hükûmetlerinin, ekonominin yeni-
den canlanmasının önündeki engelleri ortadan
kaldırmak adına katı önlemler almak yerine,
“gerçek” büyüme için öneriler teklif etmele-
ri; eşitlik ve ayrımcılık karşıtlığının son derece
büyük bir değer olduğu sosyal politikada ciddi
yatırımlar yapmaları gerekmektedir.
Avrupa’da medyanın etnosentrizm konusun-
daki tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu
anlamda medyada bir hassasiyetin geliştirildiğini
söylemek mümkün mü?
Göçmenlere, etnik ve dinî azınlıklara dair
genel bir algının oluşmasında ve kamuoyu oluş-
turulmasında medyanın son derece önemli bir
etkisi var. Ancak Gölge Raporu’ndan edindiği-
miz bilgilere göre, etnik azınlıklara dair haber-
ler genelde olumsuz ve çarpıtılmış. Genel olarak
baktığımızda, işsizlikte ve suç oranlarının yük-
sek oluşunda göçmenleri suçlamak cinsinden
bir eğilim bulunduğuna şahit oluyoruz. Ayrıca