25
MART 2014 • SAYI 229 •
PERSPEKTİF
lir ve cezalandırılabilir bir kavram hâline gelir.
Irkçılık ve zenofobi için şunu söyleyebiliriz: Dü-
şünce ve vicdan hürriyeti, her insanoğlu tarafın-
dan kabul edilebilecek yegâne mutlak hürriyet-
tir. Bu yüzden bir kimse ırkçı, zenofobik ya da
etnosentrik düşünceye sahip olma hürriyetine
sahiptir; ancak bu kişi toplum önünde alenen
ırkçı ya da zenofobik söylemlerde bulunamaz.
Aynı şekilde insanları küçük düşürmek, ırkçı
davranışlarda ve tacizde bulunmak da hoş gö-
rülemez.
ENAR’ın araştırmalarına ve raporlarına istina-
den Avrupa’daki etnosentrik bakışın boyutları
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Biraz önce tanımladığım gibi etnosentrizm,
her fert tarafından “doğal olarak” paylaşılır. Bazı
antropolojik boyutlara sahiptir: Her fert özel bir
çevrede, cemiyette büyümüştür. Kimileri bu du-
rumu, ileride karşılaşacağı diğer bütün kültür ve
sistemleri değerlendirmek için kullanmak eğili-
mindedir. Eğer bu referans noktası mutlaklaştı-
rılırsa ve “iyi”, “güzel”, “hakikat” ya da “adalet”
gibi hususlarda tek evrensel kaide olarak görü-
lürse bir sorun hâline gelmeye başlar. Eğer bir
kimse kendi sabitelerini diğerleriyle ilişkilen-
direbilirse ve diğer kültürleri, etnik grupları ve
cemiyetleri kendisininkinden aşağıda görmez,
onlara karşı bir ayrımcılıkta bulunmazsa; bu
durum, gelecekte ortaya çıkabilecek muhtemel
bir ırkçılığı ve ona bağımlı olarak gelişen ayrım-
cılığı da engelleyecektir.
Avrupa’da pek çok üye ülke ekonomik ve fi-
nansal darboğazlarla mücadele etmektedir ve
çoğu politikacı, göçmenlere ve etnik azınlıkla-
ra karşı aşırı duygusal bir tavır alma eğili-
mine yönelmiştir. Böylece karar mercileri,
etnosentrik bir bakış açısıyla günah keçi-
leri oluşturmaktadır. Ayrıca, üye ülkeler
içerisindeki göçmenlere, etnik ve dinî
azınlıklara dair gelişen politik söylem-
ler, giderek güvenlik problemi temelli bir
söyleme kaymıştır. Bu söylem içerisinde
göçmenler ve etnik azınlıklar ekonomik,
güvenlik ve kültürel açıdan toplumu teh-
dit edenler olarak resmedilmektedir.
Örneğin Yunanistan’daki aşırı sağcı
Golden Dawn isimli parti, “ekonomik kriz-
den daha önemli olan göçmen problemini
durdurmak ve ülkeyi her türlü beklenmedik
istiladan korumak” konusunda söz vermiştir.
Hırvatistan’ın sağcı politikacılarından ve aynı
zamanda şu an Avrupa Parlamentosu üyelerin-
den olan Ruža Tomašić, “Hırvatistan Hırvatlar
içindir; diğer herkes ancak misafirdir.” sözlerin-
de bulunmuştur.
Göçmenlere ve azınlıklara yönelik güvenlik
merkezli yaklaşım, Avrupa’daki sosyoekono-
mik durumun bir parçası olarak ilişkilendirile-
bilir. Muhtelif ülkelerde, göçmenler ve azınlık
gruplar, global ekonomik krizin günah keçisi
olarak yaygın bir şekilde itham edilmeye baş-
lamıştır. Böylesi bir bağlamda, tetikleyici bir
etki olan korku hissi, iş pazarında göçmenlere
ve azınlıklara karşı gösterilen haksız muamele-
Irkçılığa Karşı Avrupa
Ağı (ENAR) Direktörü
Michael Privot, Avru-
pa’daki etnosentrizmin
boyutları ile ilgili sorula-
rımızı yanıtladı.