PERSPEKTİF
• SAYI 229 •
MART 2014
24
Dosya/Söyleşi
HÜMEYRA
FILIZ
»
Irkçılığa Karşı Avrupa Ağı (ENAR), Avrupa’da alanında yaptığı çalışmalarla ses ge-
tiren en büyük organizasyonlardan birisi. ENAR DirektörüMichael Privot’la Avru-
pa’daki etnosentrizmhakkında konuştuk.
“Eşitlik Evi” İçin
Bir Tuğla Koymak
Etnosentrizm hakkında konuşmaya başlama-
dan önce, kavramları açıklığa kavuşturmamız sa-
nırım daha iyi olacaktır. Etnosentrizm, zenofobi
ya da ırkçılık arasındaki fark nedir? Bu kavramlar,
birbirleri ile ne türden bir ilişki içerisindedirler?
Etnosentrizm, farkında olunsun ya da olun-
masın kültürel ya da etnik ön yargıdır. Bu kavra-
mın içeriğine göre birey, dünyaya sadece kendi
ait olduğu topluluğun perspektifinden bakar.
Diğer bütün toplulukları da kendi “ideal” cemi-
yeti uyarınca değerlendirir.
Zenofobi’de birey, diğer ülke vatandaşlarına
karşı mantıksız bir şekilde nefret ya da korku
duyar. Zenofobi daha çok göçmenlere ya da ulus
dışından gelenlere karşı yöneltilir.
Irkçılık ise bazı ırksal grupların temelsiz
şekilde biyolojik olarak diğer gruplardan daha
aşağı olduğunu yansıtan, derin tarihî köklere
sahip olan politik bir kavramdır. Irkçılık kavramı
örneğin sömürgecilik, zenci korkusu ve Güney
Afrika’daki ırk ayrımına dayanan sistem-
lerle bağlantılıdır. Ayrıca bu kavram,
kölelik sistemini, tarih içerisin-
de süre giden siyah-beyaz
eşitsizliğini sa-
vunmak için de
kullanılır. Gele-
neksel ırkçı-
lık algısı,
“değersiz” ve “başka” kimlik olarak görülen
“öteki”nin, ırk, ten rengi, kültür, inanç ya da
kimlik sebebiyle aşağılanmasının da dahil oldu-
ğu şahsi ve kolektif tavırlarla gelişir. Bu ırkçılık
sosyal hiyerarşi ve ayrımcılığın doğru olduğunu
iddia eden “biyolojik ırk” temeliyle oluşur. Bu
yüzden ırkçılık, doğal olarak herhangi bir top-
lumda azınlık ve çoğunluk arasındaki güç ilişki-
siyle ilgilidir.
Irkçılık, genellikle hem ferdî uygulamalar-
la hem de kurumsal politikalarla dışa vurulur.
Irkçılığın pratik hayattaki karşılıkları, bazı in-
sanların “birincil” vatandaşlara nazaran daha
fazla zarar görmesi ve ayrımcılığa uğramalarıyla
sonuçlanır. Irkçılıkta insanların ten rengi, kül-
türü ya da etnik aidiyeti gibi unsurların sonucu
olarak daha kötü iş şartları elde etmeleri, sağlık,
ikamet ve eğitim tabanlı engellerle daha çok yüz
yüze gelmeleri söz konusu olur.
Tabii bu kavramlar birbirleriyle yakından ir-
tibatlıdır. Etnosentrizm kendisini ön yargı, ya-
pısal ayrımcılık, zenofobi ve ırkçılık gibi sonuç-
larda gösterebilir.
Etnosentrizm, ırkçılık ve zenofobiye göre öl-
çülmesi daha güç olan bir kavram. Etnosentrik
düşünce ne vakit ölçülebilir/cezalandırılabilir bir
hâle gelir?
Şayet etnosentrik düşünce ayrımcılık, ırkçı
söylem ya da şiddetle sonuçlanıyorsa ölçülebi-