Gündem/Söyleşi
20
PERSPEKTİF
• SAYI 234 • EYLÜL / EKİM
2014
Ulusal Cephe’nin (Fr. “Front National”) Avrupa
Parlamentosu Seçimlerindeki başarısının altında,
laikliğe tehdit olarak sunulan Müslüman ve göç-
menlere karşı yürüttüğü kampanyanın yattığı
söyleniyor. Müslümanlara karşı hâkim siyasi söy-
lemi nasıl yorumluyorsunuz?
Araştırmalara göre Fransa’nın yüzde 80’ine
yakın bir kesimi Müslümanlara karşı ve Fran-
sa’da -sadece Fransa’da değil tabii Avrupa’nın
diğer ülkelerinde de- İslamofobi’nin yaygın
olduğu kesin. Avrupa’da artan İslam karşıtlığı
büyük ölçüde ekonomik krize bağlı bir durum.
Halkın çoğunluğuna göre krizin sorumlusu
Müslümanlar ve göç. Onlara göre sorun İslam ve
bazı İslamcıların kamu alanında sergiledikleri
davranışlar (burka ya da sokakta namaz kılmak
gibi) Fransa gibi İslami âdetleri kamu hayatına
dâhil etmeyi düşünmeyen bir ülkeyi rahatsız
ediyor. Bu kültürel ve siyasi bir dışlamadır as-
lında, diğer göçmenlerden farklı olan Müslü-
man göçmenlere yönelik köklü bir antipati var.
Müslüman göçmenler Arapça konuşuyorlar, İs-
lam dinine mensuplar ve İslamiyet Fransa’nın,
hatta Avrupa’nın ikinci büyük dini olmuş du-
rumda. Hristiyan Katolik kültüre sahip bu ülke-
ler Müslüman nüfusunun artışından memnun
değiller ve bu nüfus 50 yıl, hatta daha az bir süre
içerisinde daha da artacak. 2050’de Müslüman-
lar belki de çoğunluk olacaklar ve bu durum bir
tehdit olarak algılanıyor. Çünkü Müslümanlar
“Farklı Olmak Sorun Doğurur. ”
AHMET FARUK
ÇAĞLAR
*
»
Fransa İslam Konseyi (CFCM), Fransa’nın İslam’la siyasi diyaloğunun düzenlen-
mesi için 2003 yılında kuruldu. Kurulduğundan beri Müslümanları yeterince
temsil etmediği yönünde eleştirilerin hedefi oldu. Diğer yandan kimileri, Fransa
gibi laikliğin katı şekilde uygulandığı bir ülkede CFCM gibi bir kuruluşun orga-
nize olmasının bile büyük başarı olduğunu, kurumun Fransa sistemine ayak
uydurmak zorunda olduğunu düşünüyor. Huzurlu bir yaşamın homojen top-
lumlar oluşturmaktan geçtiğini düşünen CFCM Başkanı Dalil Boubakeur soru-
larımızı yanıtladı.
genç, dinamik ve atalarının maruz kaldığı küçük
düşürücü koşulları kabul etmek istemiyorlar.
Korkmaları bir yönüyle normal o zaman…
Tabii, bu her milletin geçtiği bir süreç. İslam
ile Hristiyanlık arasında belirli farklılıkların ol-
duğu da bir gerçek.
CFCM, Haziran ayında “Fransa Müslümanları-
nın Bir Arada Yaşama Dair Vatandaş Sözleşmesi”
(Fr. “Convention Citoyenne des Musulmans de
France pour le vivre‐ensemble”) başlıklı birçok ke-
simden eleştiri alan bir açıklama yayımladı. Neden
böyle bir bildiri yayımlama gereği duydunuz?
Mevcut İslamafobi’yi azaltmak için… Müslü-
manların oldukları gibi kalacaklarını, değişme-
yeceklerini farz edelim. O zaman hoş olmayan
şeyler olacaktır, çünkü Avrupalılar bu durumu
göz önünde bulunduruyor ve korkuyorlar. Ve kor-
kularını Fransa’nın yakında birinci partisi ola-
cak Ulusal Cephe gibi siyasi partiler aracılığıyla
gösteriyorlar. Eğer bu parti iktidara gelirse büyük
şoklar yaşanacak ve Fransa’daki, Almanya’daki,
İsviçre’deki ya da İtalya’daki Müslümanlar bu
durumun sonuçlarına katlanmak zorunda kala-
caklar. Biz bu olası çatışmayı önlemek istiyoruz…
Ben Fransızca, İngilizce ve Almanca konu-
şuyorum. Bir doktorum ve yaşadığım ülkeye
uyum sağladım, entegre oldum. Siz de aynı şe-
kilde uyum sağlamış görünüyorsunuz. Takkeniz