Gündem
14
PERSPEKTİF
• SAYI 234 • EYLÜL / EKİM
2014
Ağustos 2007’de yürürlüğe giren Alman Ya-
bancılar Hukuku’nda yurt dışında yaşayan eş-
ler için büyük engel olan bir şart getirilmişti:
O tarihten itibaren eş birleşimi çerçevesinde
Almanya’ya yerleşecek eşin temel düzeyde Al-
manca bilmesi gerekiyordu. Eş bu şartı yerine
getirdiğini Almanya’ya gelmeden önce Alman
temsilciliklerinde ispat ile yükümlüydü.
O tarihten beri bu şartın, anayasaya ve in-
san haklarına uygunluğu tartışılmış, fakat bu
durum mahkemeler tarafından hukuka ve ana-
yasaya uygun bulunmuştur. Örneğin Alman
Federal İdare Mahkemesi 30 Mart 2010 tarihin-
de verdiği bir kararında (BverwG 1 C 8.09) bu
şartı onaylamıştır.
Hâlbuki birçoğuna göre bu şart, pratikte bü-
yük sorunlar getirdiğinden dolayı yanlıştı. Zira
birçok kişi çeşitli nedenler yüzünden Türki-
ye’de Almanca’yı öğrenemiyordu. Okuma yaz-
ma anlamında yetersiz olanlar ya da ikamet et-
tiği şehirde Almanca kursu bulunmayanlar aile
birleşiminde büyük sorunlarla karşı karşıya ka-
lıyordu. Bu yüzden örneğin Bavyera’da, turist
vizesiyle Almanya’ya gelip orada evlenmek ve
hemen bir Almanca dil kursuna yazılmak gibi
dolambaçlı yollar denenebiliyordu.
Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) 29
Nisan 2010 tarihli kararında Türk vatandaşları
için sevindirici gerekçeler öne sürülmüştü. Bu
karar her ne kadar oturma müsadesi harçları
konusunda verilmiş olsa da, karardaki gerek-
çeler kararın diğer konularda da büyük önem
taşıdığını gösteriyordu.
Bu karardaki en önemli ilke, “Hakları Kı-
sıtlama Yasağı”
1
(Alm. “Standstill-Klausel”)
Eş Birleşiminde Almanca Şartına Elveda:
Bir MücadeleninTarihi
ABAD, Almanya’da eş birleşiminde dil şartının Türk vatandaşları için geçerli ola-
mayacağına karar verdi. Dil şartının kaldırılması, çetin bir hukukmücadelesinin
başarılı sonuçlarından biri. Süreç, hukuki mücadele yollarının önemini yeniden
gözler önüne seriyor.
TEMEL
NAL
*
»
ilkesidir. Katma Protokol’ün 41. Maddesine
göre yerleşim ve hizmet alanlarında Almanya,
1.1.1973 tarihinden sonra Türklerin aleyhine
herhangi bir değişiklik yapamazdı. Ortaklık
Konseyi Kararı (OKK) 1/80, Madde 13’e göre
de, AB üye devletleri ve Türkiye, kendi toprak-
larında yasal olarak ikamet eden ve istihdam
edilen işçiler ve aile bireylerine uygulanan işe
girme şartlarına yeni kısıtlamalar getiremez
ve ABAD’ın içtihatına göre ilke, aynı zamanda
Türk vatandaşlarının oturma müsadeleri için
de geçerlidir. ABAD, geçmişte bu ilkeyle ilgili
dört önemli karar almıştır:
• Abdulnasır Savaş Kararı (11.05.2000 ta-
rihli ve C-37/98 sayılı kararı): Bu karara göre
Katma Protokol’ün 41/1. maddesi doğrudan
Türk vatandaşları için geçerlidir ve makamlar
tarafından ön koşulsuz uygulanması gerek-
mektedir.
• Abatay Kararı: Katma Protokol Madde
41/1 ve OKK 1/80 Madde 13 doğrudan etkili
hükümlerdir. OKK Madde 13, sadece AB üyesi
ülkesinde işçi ya da onun aile ferdi statüsüne
sahip olan Türkler için değil, bu ülkede resmî
şekilde ikamet eden vatandaşlar için de geçer-
lidir.
• Tüm ve Darı Kararı (20.09.2007 tarihli
ve C-16/05 sayılı kararı): ABAD bu kararında,
Katma Protokol’ün 41. maddesindeki düzen-
lemelerin AB ülkelerine gerçekleşen ilk girişte
de dikkate alınması gerektiğine hükmetmiş-
tir. Yani kısaca, AB Katma Protokol’ün ilgili
1
Bu ilke Ortaklık Konseyi Katma Protokolü’nün 41. Maddesi ve Ortaklık Konseyi Kararı 1/80,
13. Maddesiyle düzenlenmiştir.