Eylül 2014 - page 23

23
EYLÜL / EKİM
2014 • SAYI 234 •
PERSPEKTİF
istedik ve bizi kardeş gibi karşıladılar. İlişkiler
her zaman arzulandığı kadar iyi değil belki ama
çaba gösterince, her şey daha iyi oluyor. Bu ülke-
yi sevmiyorsak, Cezayir’e dönelim, göç ettiğimiz
ülkelerimizde kalalım. Eski âdetlerimize göre ya-
şamanın bizi daha mutlu edeceğine inanıyorsak
burada olmamamız gerekir. Ama başka bir ülke-
de yaşıyorsak eğer, oranın âdetlerini kabul etmek
durumundayız. Laik rejimde kimse Müslümanlı-
ğımızı engellemiyor. Ben doktorum, doktorluğu
burada öğrendim, insanları muska ya da akrep-
lerle tedavi etmiyorum, burada öğrendiğim yön-
temlerle tedavi ediyorum. Hastalanırsam ya da
eşim hastalanırsa, Fransız doktorları onu tedavi
edecek, modern yöntemlerle, eski yöntemlerle
değil. Gelişimi görmek, onu kabul etmek gerekir.
Cezayir’de Araplar Türk kıyafetleri giyerler-
di, hâlâ da kısmen giyerler. Fakat bunu aşmak
gerekir, değişen duruma uygun hareket etmek
gerekir. Bir Müslümanım, İslam’a bağlıyım, ama
Müslüman ya da başka bir dine mensup olmam
Fransız toplumu içinde yaşamama engel değil.
Bir Fransızla karşılaşınca, onunla onun dilinde
sohbet ederim. Bunlar modern prensipler; eşitlik
ve saygı prensipleri. Aksi bir durum medeniyete
mugayyir olur. Biz Müslümanlar medeni insan-
larız.
Peki CFCM olarak Müslümanların katılımını
sağlamak için neler yapıyorsunuz? Hangi konuları
ve çalışmaları önemsiyorsunuz?
CFCM İslami bir kuruluştur. Fransa’da cami-
lerin kurulmasını, eğitimi ve Fransa’da imam-
ların eğitimini desteklemek istiyoruz. Müslü-
manların iş hayatına entegre olmasını istiyoruz,
kenar mahallelerdeki gençlerimizin toplumun
dışında değil, içinde olmasını istiyoruz.
Gençler için en önemli sorun iş. Şu anda bü-
yük ölçüde ayrımcılık var; birinin ismi Muham-
med olunca hayır, Fransız bir isim olursa evet
deniyor. Kurum olarak Müslüman gençlerin iş
bulmaları için yardımcı olmak istiyoruz, herkesin
eşit şartlarda iş bulup çalışmasını istiyoruz.
Başarılı oluyor musunuz?
Evet, İslamiyet bugün geçmişe kıyasla daha
çok kabul görüyor. Ben şahsen, yirmi senedir
buradayım, bir imajım var. Avrupalılara karşı
saldırgan bir tutumum olmadı asla, onlara say-
gılı davranırım. Bu hoşlarına gider. Onları geri
çevirmiyorum, onlar da beni geri çevirmiyor. Ga-
yem dışlamak ya da dışlanmak değil tabii. Fakat
bir toplum ile iyi ilişkiler içinde olmanın daha iyi
olacağını düşünüyorum. Barışçı bir toplum inşa
etmeliyiz, diyalog ve uyum içinde bir toplum...
Bunun için iletişimi kesmemek gerekir, iletişim
bazen “Hoşgeldiniz!” demektir. Ben sizi tanımı-
yorum ama geldiğinizde size “Merhaba!” dedim.
Size kendi ülkemden, kökenlerimden bahsetmek
bir zevktir, bir onurdur benim için.
Durkheim’ın dediği gibi; toplum, birbiri ile
anlaşabilmek için aynı dili konuşan insanlar top-
luluğudur. Ancak iletişime geçtiğimiz zaman bu
iyi, şu kötü demeye başlayabiliriz. Diyalog ve ku-
rallara saygı çerçevesinde kendi aramızda sağlıklı
iletişim kurabiliriz. Eğer uyum içinde bir toplum
kurmak istiyorsak, bunu önemsemeliyiz. Tekrar
ediyorum; Kur’an, insanlar kendini değiştirme-
dikçe toplumların da değişmeyeceğine işaret
eder. Bunu iyi düşünmemiz gerekir.
Eski âdetlerimize
göre yaşamanın bizi
daha mutlu edeceğine
inanıyorsak burada
olmamamız gerekir.
1...,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22 24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,...68
Powered by FlippingBook