20
Gündem/Söyleşi
PERSPEKTİF
• SAYI 230 •
NISAN 2014
Yayınlanan raporda, “ECRI, Almanya’daki ‘bazı’
olumlu gelişmeleri takdirle karşılıyor. Fakat kat
edilen bu ilerlemenin yanında bazı meseleleri en-
dişeyle izliyoruz.” ibaresi geçiyor. Hangi meseleler
tatmin edici değil?
Almanya, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, an-
tisemitizm, toleranssızlık ve renk, etnik köken,
vatandaşlık, din ve dil anlamındaki ırkçılıklarla
mücadele etmek için ciddi bir efor sarf ediyor.
Fakat diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi hâlâ
kat edilmesi gereken mesafeler var. Özel olarak
izlediğimiz konular: Irkçılık konseptinin çok dar
bir çerçevede anlaşılması, nefret suçlarında artış
yaşanması, ırkçılık ve homo/transfobi anlamın-
da işlenen suçlara dair adalet sistemi ve yasala-
rın hayata geçirilmesinde izlenen yol, polislerde
gözlemlenen ırkçı fişlemeler, yabancı düşmanı
diskursuna karşı yetersiz tepki, göçmen ve Ro-
manlara karşı eğitim ve iş sektöründe görülen
ayrımcılık gibi konular.
Bazı yasalar iyileştirilebilir. Örneğin ırkçı mo-
tiflerle yapılan saldırıların cezalandırılmasıyla
sonuçlanan yargılamalar çok yaygın değil. Di-
ğer bir deyişle bu yasanın uygulanılırlığı tatmin
edici düzeyde değil. Mağdurlar, şikayetlerinin bir
sonuca ulaşacağından şüphe ettikleri için nefret
Avrupa Konseyi Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığıyla
Mücadele Organı olan ECRI, Almanya ve Belçika’ya
dair yayınladığı ırkçılık raporlarıyla dikkat çekti.
ECRI Genel Sekreteri Stephanos Stavros ile, ECRI’nin
Almanya’ya dair yayınladığı son raporu ve ırkçılıkla
mücadele anlamında siyasilerin görevleri hakkın-
da konuştuk.
ECRI Raporunda
Almanya:
Gelişmeler ve
Zayıflıklar
suçlarını polise bildirme konusunda isteksizler.
Raporda Sarrazin tartışması da ele alınıyor.
Sizce SPD’nin Sarrazin’i partiden ihraç etme konu-
sundaki çekingen tavrının arkasında hangi neden
yatıyor?
Bu konudaki çekingenliğin nedenlerini ifade
etmek çok zor. Şu açık ki Sarrazin’in “göçmen ya
da diğer gruplara karşı ayrımcılık yapma amacı
taşımadığı” konusundaki açıklaması ECRI ta-
rafından tatmin edici bulunmadı, bu anlamda
SPD’den daha kesin ve açık bir tepki beklenmişti.
Biz siyasi partilerin resmî kamuoyu açıklamaları
ile ve üyelerine bazı kesin standartlara saygı gös-
terme konusundaki bilinçleriyle örnek olmaları,
bu anlamda hoşgörüsüzlük ve ırkçılıkla mücade-
le konusunda özel bir sorumluluğa sahip olduk-
larını düşünüyoruz.
Sarrazin durumunda SPD, tepki verecek tek
taraf değildi. Raporda sadece SPD’nin değil, diğer
resmî mercilerin de tepki verme konusundaki ba-
şarısızlığı eleştirilmektedir.
Bu, ECRI’nin Almanya hakkında beşinci raporu.
Almanya, önceki raporlardaki konuları dikkat ala-
rak iyileştirmelere gidiyor mu?