Nisan 2014 - page 12

PERSPEKTİF
• SAYI 230 •
NISAN 2014
12
Gündem
Yeni yapılan bir ankete göre, Danimarka’da
bugün bir seçim yapılsa aşırı sağcı Danimarka
Halk Partisi, meclisteki en çok oya sahip ikinci
parti olacak. Peki bu durum Danimarkalı Müslü-
manlar için nasıl bir sorun teşkil ediyor?
Danimarkalı dinî liderlerden Bent Melchior
yaptığı bir konuşmada şöyle demişti: “Nefret
söylemleri kişisel bazda kaldığı müddetçe sorun
yok; ama bu söylemler bir kurumdan gelmeye
başladığında, artık korkmak gerek.”
Şu an nefret söylemleri Danimarka’da çok da
büyük bir sorun değil. Danimarka hem Avrupa
Birliği hem de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Mahkemesi üyesi. Danimarka, halkına eşit hak
ve hürriyetler sunan, demokratik bir anayasal
devlet; alınan tüm siyasi önlemler, bireylerin ve
grupların hayat tercihlerini belirlemeleri husu-
sundaki özgürlüklerini garanti altına alıyor.
Danimarka Ceza Hukuku’nun 81. maddesinin
6. paragrafında belirtilen ifadeye göre, işlenen
suçta dinî ve etnik sebepli bir nefret varsa verilen
cezanın artırılması söz konusudur. Fakat Adalet
Bakanlığının ilgili maddeye ilişkin verilen ka-
rarlara dair yayınladığı rapora göre 2010 yılında
2.850 insan nefret suçu işlemişken, bunların yal-
nızca 33’ü 81. madde 6. paragrafa göre cezalan-
dırıldı. Sayılardaki bu çelişki üzerine Yahudi ve
Müslüman organizasyonlar dinî nefret suçlarını
daha özgür bir ortamda raporlamak için yeni bir
Danimarka Halk Partisi, son zamanlardaMüslüman göçmenlerin sayısının kı-
sıtlanması önerisiyle dikkatleri çekse de, helal kesim ve sünnet gibi Müslüman-
lar için önemarz eden konuların “İslamlaşma” korkusu çerçevesinde tartışıl-
ması Danimarka’nın hak ve özgürlükler alanındaki birikimine de zarar veriyor.
Danimarka Halk Partisinin
Düşündürdükleri
SAFIA
AOUDE
*
platform oluşturdular ve yıllık raporlar yayınla-
maya başladılar.
Dinî nefret suçlarındaki istatistiksel artışın,
medyada bu suçlara karşı dava açma konusun-
daki hak ve imkânların etraflıca dile getirilmiyor
oluşundan kaynaklandığı söylenebilir.
Fakat bazı analistler ise dinî azınlıklara yö-
nelik nefret suçlarının, Danimarka Halk Partisi-
nin ve partinin etnik unsur karşıtı söylemlerinin
yükselişe geçmiş olmasından kaynaklanıp kay-
naklanmadığını irdelemektedir. Siyasiler, alenen
“Danimarka’daki Müslüman nüfusu sınırlamak”
(Marie Krarup, Ocak 2014) gibi şeylerden bah-
settiğinde bu tür düşünceler hâkim görüş hâline
geliyor ve böylece insanlar da ortalıkta düşman-
lıklarını daha kolay ifade etmeye başlıyorlar.
Marie Krarup tabii ki Müslüman göçmen-
lerin Danimarka’ya olan akınını kısıtlamaktan
bahsediyordu; lakin bu türdeki siyasi söylemler,
Danimarka’da Müslüman azınlık için endişe ve
hüsrana sebep oluyor. Danimarka’da henüz ku-
rumsal anlamda bir nefret söylemi ortaya çıkma-
mış olabilir; fakat insanlar, bu türde kurumsal
bir söylemin gelişim aşamasında olduğu hissine
kapılmaktadır.
Danimarka’da 2013 yazı boyunca “anaokul-
larında verilen helal dönerin kültürel tehlikesi”
ve “Ramazanın sağlığa zararları” gibi söylemler
üzerinde yükselen siyasi bir dalga vardı. Bu yıl
1...,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11 13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,...68
Powered by FlippingBook