35
EYLÜL / EKİM
2014 • SAYI 234 •
PERSPEKTİF
İslamTarihinden Örnekler
Diğer bir soru bugün sosyal hizmet dernek-
lerinde görülen faaliyet alanlarıyla ilgili tarih-
ten örneklerin olup olmadığıdır.
Bir karşılaştırmanın doğru olması için karşı-
laştırılan şartların da eşit olması gerekir. Hristi-
yan sosyal hizmet çalışmalarını İslami çalışma-
larla karşılaştırırken dikkate alınması gereken
nokta şudur: O zamanki toplumda sosyal ve etik
görevler üstlenen klasik İslami enstitüler, dine
odaklı olan bir devletin hukuk sistemi içerisin-
de bulunuyorlardı. Bugünkü sosyal hizmet der-
nekleri ise dinî-etik amaçlara sahip olmalarına
rağmen seküler olarak tanımlanan hukuki kuru-
luşlardır.
Bugünkü sosyal hizmet derneklerine benzer
hizmetlerde bulunan klasik İslami sosyal kuru-
luşlar, ya özel ya da devlete bağlı vakıflardı, ya
da esnaf loncalarının özel sigorta oluşumlarıy-
dı. Hristiyan sosyal hizmet dernekleri ise devlet
kontrolünün yanında kilisenin gözetimi altın-
dadırlar. Bu tarz bir devlet-kilise ayrımı İslam
tarihinde yabancıdır.
Öte yandan ikinci halife Ömer ibn Hattab,
Hz. Peygamber’in hanımlarına devlet kasasın-
dan emeklilik bağlamıştır. 8. yüzyılda Abbasi
dönemindeki toplumsal değişiklikler sebebiyle
hayır kurumlarının ilk formları (vakf-ı hayri)
kurulmuştur. Bu kurumlar kendi ihtiyaçlarını
karşılayamayan ya da bakıma muhtaç yakınları
olanlara yemek ve kıyafet yardımı yapmışlardır.
Daha sonra bu vakfın görev alanı genişlemiş ve
eğitimle ilgili meseleler de faaliyet alanına dâhil
edilmiştir. Bugünkü sosyal yardımlaşma düşün-
cesine benzeyen bir diğer örnek de 12. yüzyılda
Doğu’ya ticaret yapan ve zarar riskleri yüksek
olan tüccarların kurduğu tasarruf fonlarıdır. Za-
rar söz konusu olduğunda bu fonla lonca üyesi
finansal ve sosyal olarak desteklenmiştir. Bun-
lar, Hz. Peygamber’in ardından gelen dönemdeki
gelişmelerdir ve o zamanki aciliyet ve toplumsal
gerekler açısından olumlu karşılanmış, İslam
fıkhı tarafından meşru olarak görülmüştür.
Almanya’nın toplumsal gerçekliği içerisinde
İslami cemaatler için sosyal hizmet çalışmaları
büyük önem taşımaktadır. Bu önem kendisini
Müslümanlar ile gayrimüslim vatandaşlar ara-
sındaki finansal uçurumun giderilmesi açısın-
dan da göstermektedir.
Bu çalışmalar şu anda ufak ölçekte ve gönül-
lülük esasına dayalı olarak gerçekleştirilmekte-
dir. Bu manada sosyal hizmet derneği şeklindeki
kurumsallaşma faydalı, İslami temeller açısın-
dan sorunsuz ve cemaatler için olumludur.
1. Dünya Savaşı, Avrupa’nıngenelinde hemmaddi hemde ruhen ciddi yıkımları da beraberinde getirmişti. Kilise, buna ben-
zer toplumsal gerçeklikler üzerinden kendisini yeniden tanımlayarak sosyal hizmet alanlarında aktif olma imkânı buldu.
*İslam Bilimcisi olan Reidegeld, aynı zamanda dört mezhe-
be göre Almanca bir ilmihalin de yazarı, İslamoloji Enstitü-
sü’nde idareci ve Viyana’da İslam dersi öğretmenidir.
©
Flickr.com/FaceMePLS