37
EYLÜL / EKİM
2014 • SAYI 234 •
PERSPEKTİF
Almanya’da İslami bir sosyal hizmet derneği-
nin ne zaman kurulabileceğini düşünüyorsunuz?
Net bir tarih vermek zor. Sanıyorum önü-
müzdeki beş-on yıl içinde, eyaletler bazında
bir birleşme sağlandığı taktirde İslami bir sos-
yal hizmet derneğinin kuruluşu gerçekleşebilir.
Uzun yıllar Protestan kilisesinin gençlik çalış-
malarında aktiftiniz. Oradaki tecrübelerden yola
çıkarak, İslami sosyal hizmet çalışmalarının ku-
rumsallaşması için tavsiyeleriniz nelerdir?
Farklı göçmen grupları ve dinî alanlar ol-
mak üzere çeşitli gençlik dernekleri zaten mev-
cut. İlk ve önemli adım karşılıklı iletişim. Tek
başına bir kurumsallaşma hedef olamaz. İsla-
mi bir sosyal hizmet kurumu, ancak üye talebi
çekecek birçok sosyal imkân sunduğu takdirde
oluşabilir. Tutulan yol, sosyal devlet anlayışı-
mız çerçevesinde olmalı ve diğer sosyal hizmet
kurumlarının tecrübeleri dikkate alınmalı. Eği-
tim ve sosyal imkânların finanse edilmesi Al-
manya’da talilik ilkesine dayanmaktadır. Dinî
ve kiliseye ait olanlar da dâhil olmak üzere
çeşitli kurumlar, yaşlı bakımı, gençlere yöne-
lik imkânlar ve çocuk yuvaları gibi bazı sos-
yal ve sağlıkla ilgili sorumluluklar üstlenirler.
Kurumlar da ortaya koydukları iş karşılığında
devletten destek alır. Talilik ilkesi Alman Fede-
ral Cumhuriyeti’nin sosyal devlet olarak teme-
lini oluşturmaktadır. İslami bir sosyal hizmet
kurumuna doğru giden ilk adım, çeşitli sosyal
kuruluşların tabandan gelen bir dürtüyle te-
şekkül etmesi olacaktır.
İslami sosyal hizmet çalışmaları, çoğunluk
toplumu tarafından uyumu engelleyici ya da
beyin yıkama faaliyetleri olarak algılanabiliyor.
Böylesi ön yargılar altında İslami sosyal hizmet
çalışmalarının gelişme şansı nasıl sizce?
Almanya’da kurulan çoğulcu, herkese eşit
yaklaşan ve açık görüşlü İslami bir sosyal hiz-
met kurumu, çok dinli toplumumuz için önem-
li bir unsur olacaktır. Örnek olarak “kültürel
anlamda hassas bakım” konusu git gide yaşla-
nan toplumumuzda bizi hep daha çok meşgul
edecek. İslami bakım yurtları ve huzur evleri-
nin kurulması başarı vaad eden bir şey; çünkü
buna ihtiyaç var. Bence, kişilerin sosyal hizmet
sunan çeşitli kurumlar arasından seçim yapa-
bilmesi beraber yaşam için önemli bir temeldir.
İslami sosyal hizmetler, siyasete ve mevcut
sosyal hizmet kurumlarına ne tür katkılar sağla-
yacak?
İslami bir sosyal hizmet kurumu, daha bü-
yük bir kurum zincirinin halkası olacak ve
insanlara sosyal destek alanında daha geniş
seçim imkânı sunacak. Ama aynı zamanda si-
yaset ve sosyal hizmet kurumları için İslami bir
sosyal hizmet kurumu, yeni ve ciddiye alınacak
bir muhatap olabilecektir.
Herhangi bir inanca dayalı olmayan sosyal
hizmet çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz?
Diakonie ve Caritas’ın kökleri 19. yüzyıla
dayanıyor. Bu yüzden inanca dayalı çalışmalar
yapan kurumların yokluğunda bir sosyal hiz-
met sistemi tahayyül edemiyorum. Protestan
ve Katolik kiliselerinde bu çalışmaların çok te-
mel bir yeri var. Herhangi bir inanca bağlı ol-
mayan sosyal hizmet dernekleriyle ortak çalış-
malar elbette mümkün. Örneğin AWO, Alman
Kızıl Haçı ve Eşit Sosyal Hizmet Derneği gibi
kuruluşlar bu alandaki çeşitliliği yansıtıyorlar.
Dinî cemaatler, siyasi alanda önemli muha-
taplar. Ne var ki siyasilerin İslami cemaatlerle
tesis ettikleri iletişim, henüz istenilen noktada
değil. Bu alanda ne tür iyileşme imkânları görü-
yorsunuz?
SPD parti ve fraksiyonu, bütün kilise ve dinî
cemaatlerle, ayrıca İslami derneklerle düzenli
görüşmeler yapmaktadır. Müslüman yetkililer-
le güzel bir alışveriş içindeyiz. SPD bünyesinde,
sosyal-demokrat Müslümanların dâhil olduğu
bir çalışma ekibi kuruldu. Hamburg SPD vekili,
Göç, İltica ve Entegrasyondan Sorumlu Devlet
Bakanı Aydın Özoğuz’la birlikte hükûmette ilk
kez Müslüman bir üye yer almış oldu. Koalis-
yon sözleşmemizde de Alman İslam Konferan-
sı’nda Müslüman cemaatlere yönelik taktir ve
desteğin ağırlık kazanması gerektiğini belirt-
tik. Bu yasama döneminde Alman İslam Konfe-
ransı’yla gerçek bir iş birliğinin başlayacağına
ve toplumsal ve sosyo-politik meselelerinin
mercek altına alınacağına inanıyorum.