31
NISAN 2014 • SAYI 230 •
PERSPEKTİF
*New South Wales Üni-
versitesi
Gazetecilik
ve Medya Merkezi
b ö l üm l e r i n d e
öğretim görevli-
si olan Bahfen,
medya
sosyolojisi
ve iletişim
alanlarında
uzmanlık
yapmaktadır.
kavramlarına atfen ortaya çıkan bir kelimedir.)
Sosyal medya, Britanyalı Müslümanların,Müs-
lüman kimliklerini dışa vurmalarında önemli bir
araç hâline geldi. Amerika gibi Batı toplumlarında
yaşayan Müslüman azınlıklara mensup Müslü-
man gençler, sosyal ağlarla diğer Müslüman cemi-
yetlerden insanlarla, hem yerel hem de evrensel
düzeyde iletişime geçebiliyor.
Çoğunluğun Müslüman olduğu ülkelerde-
ki gençler de tabii ki sosyal medya kullanımında
hayli etkililer. Maddi ve manevi amaçlarını karşı-
lamak için sanal âlemdeki platformları ve dinî un-
surları harmanlayabiliyorlar; biraz garip bir örnek
olsa da mesela eş ararken ya da yeni insanlarla
tanışmak için mevcut coğrafi ve kültürel engelleri
aşabiliyorlar.
Sosyal medya hemen her yerde olduğu gibi
Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya’daki
Müslüman azınlık üyelerinin de kişisel ve top-
lumsal hayatlarında önemli bir yer teşkil ediyor.
Bizzat yürütmüş olduğum araştırmada, bu Müs-
lümanların ciddi bir çoğunluğu (yüzde 90’ı) Fa-
cebook kullandığını; yarısı ise ya dinî konularda
bilgi edinmek ya da şahsi eğlenceleri için Youtube
kanallarını kullandığı belirtmişti. Üç büyük sosyal
ağdan en az kullanılanı Twitter ise, ankete katı-
lanların yüzde 20’si tarafından kullanılıyordu.
Genç Müslümanların bu sosyal ağları kullan-
malarına sundukları en popüler üç sebep, sitelerin
esnek oluşu (yani hem özel bir amaç için kullanı-
labilecek olması hem de daha geniş bir gruba hi-
tap edilecek özellikte olması), zamansızlığı (yani
herhangi bir vakitte kullanılabilmesi) ve interak-
tif olması. Sydney’de yaşayan genç bir Müslüman
gence göre sosyal ağlar, insanların meydana gelen
hadiselere daha hızlı karşılık vermesine vesile olu-
yor: “Çok geniş bir topluluğa etkili ve hızlı mesaj
ulaştırmanın bir yolu bu.”
Araştırmamda muhatap olduğum Müslüman
genç erkeklerin büyük çoğunluğu, Müslüman
oluşumların sosyal medya stratejilerini daha et-
kili kullanmaları gerektiği görüşünde. Örneğin
Melbourne’de yaşayanlardan biri şöyle diyor:
“Müslüman cemiyetler, inançlarının gereği bilgi
paylaşımı ve insanların kaynaşması için sosyal
ağları daha sık kullanmalı. Lakin şu ana dek bu
imkânları etkili şekilde kullanabilen cemiyetler
çok az.” Bu ortamların başarılı ve etkili kullanıl-
ması hâlinde farklı coğrafyalardaki Müslümanla-
rın birbiriyle hemhâl olması şüphesiz ki daha ko-
lay olacak.
Şu ana kadar belirtilenlerin aksine sosyal med-
yanın, Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan
Müslüman gençlerin, İslami olmayan unsurlara
maruz kalma tehlikesini artırdığı görüşü de mev-
cut. Melbourne’de yaşayan gençlerden birinin
ifadesine göre bu tehlike, gençler teknolojiye aşi-
na oldukça da artacak: “Genç nesil Müslümanlar,
özellikle çocuklar bilinmeyen bir bölgeye giriyor,
rastgele insanlarla arkadaşlık kuruyor ve aslında
müsaade edilmeyecek dostluklar kuruyorlar; sos-
yal ağlar bu etkileşimlerin daha da kolay olması-
na uygun ortamlar sunuyor.” Benzer bir düşünce
Sydney’de yaşayan Müslüman bir genç kız tara-
fından da dile getiriliyor: “Facebook’ta mahremi-
yetin olmadığını düşünüyorumki zaten insanların
bu ve benzeri sitelerde uygunsuz şeyler paylaştığı
da bir gerçek.”
Aslında İslam ve sosyal ağların etkileşiminden
nasıl bir Müslüman kimlik ortaya çıkacağını kes-
tirmek pek mümkün değil. Yine de şunu söylemek
mümkün ki sosyal medya, öyle veya böyle İslami
ifadelerin ve İslam’a ait kültürel ve siyasi zorluk-
ların duyurulmasına
hizmet ediyor.