39
ŞUBAT 2014 • SAYI 228 •
PERSPEKTİF
Dernek kurulduktan sonra Senato ile görüşe-
rek derneklerimiz içerisinde farklı alanlarda aktif
olan birçok Müslüman’a yönelik bir kurs düzen-
ledik. Katılımcılar 2012 yılı sonunda hapishane
manevi destek hizmetlerinde dört hafta sonu ve
6 akşam süren ve temel bilgilerin iletildiği hızlan-
dırılmış bir kurs gördüler. Fakat ne yazık ki pro-
je, Senato tarafından bazı şüpheler oluştuğu için
pratik safhaya geçemedi.
Savcı Lisa Jani, Adalet ve Tüketici Hakları
Koruma Senatosu Basın Sözcüsü:
“Senato ile Çalışma Grubu arasında im-
zalanması planlanan işbirliği anlaşması, İçişleri
Senatosu’ndan, Çalışma Grubu’nda bulunan
bazı insanların “yeniden sosyalleşme” fikriyle
uyumsuzluk içinde olan faaliyetleri olduğunun
bildirilmesi üzerine ertelendi. Daha detaylı bilgiyi
hukuki nedenlerden dolayı verememekteyiz.
Kasım 2013’te Senatör Thomas Heilmann ile
Müslüman manevi rehberlik hizmeti verecek
dernek temsilcileri arasında ilerisi için yapıcı bir
görüşme gerçekleşti. Burada belirtilen görüşler
arasında Senatör Heilmann da, şu anki durum-
da Müslüman mahkûmların dinî ihtiyaçlarının
cezaevinde hizmet veren imamlarla karşılan-
dığını belirtti. Görüşmenin atmosferi çok iyiydi
ve başka görüşmeler yapılması da kararlaştırıl-
dı. Bu kararın ardından ilk görüşme 13 Ocak
2014’te Berlin Neukölln’de Şehitlik Camii’nde
gerçekleşti.
Müslüman mahkûmların dinî ihtiyaçlarının
giderilmesi 2006 yılından beri Berlin cezaevle-
rinin ayrılmaz görevleri arasında yer alıyor. Şu
anda da Berlin cezaevlerinde 7 imam ve 18
serbest çalışan, Müslüman dinî gruplara önder-
lik yapıyor. “Manevi rehberlik hizmetinin” bizde
olduğu tanımıyla İslam dininde yerleşik bir po-
zisyonu yok ve bizim tarafımızdan da bu bağ-
lamda ele alınmıyor. Mahkûmlarla dinî olarak
ilgilenmenin içeriğinde mahkûmların dinî soru-
larının yanında günlük meselelerin de dillendi-
rildiği temel sohbet grupları bulunuyor. Bunun
ötesinde cezaevinde imamlar cuma namazı ya
da bayram namazlarını kıldırıyorlar.
Mahkûmların dinî aidiyetlerine ilişkin istatis-
tik tutmadığımız için Müslüman mahkûmların
sayısına dair veriler elimizde yok. Fakat son tah-
minlere göre Berlin cezaevlerinde %15 oranın-
da Müslüman mahkûm bulunduğunu tahmin
ediyoruz.”
Manevi destek hizmeti veren diğer dinî akımla-
rın temsilcileri de buna benzer güvenlik kontrolle-
rinden geçiriliyormu, yoksa bu sadece sizin çalışma
grubunuza uygulanan bir prosedür müydü?
Güvenlik konusundaki kontrollerin farklı
çeşitleri var. Fakat bizde sanki herkese eşit dav-
ranılmadığı intibası oluştu. Cezaevinde görev
yapacak ya da gönüllü çalışacak olan herkesin
önceden kontrol edilmesi elbette doğrudur. Fa-
kat bunun için hangi kontrol ve güvenlik kade-
meleri bulunuyor; bu konu hakkında kesin bir
bilgimiz yok.
Senato’nun tavrı sizi demoralize etti mi?
Motivasyonumuz elbette zarar gördü. Her-
şeyden önce Çalışma Grubu’na angaje olan in-
sanlar arasında yabancısı olduğumuz bir yüz
yoktu, bunu bilmek rahatsız ediciydi. Daha ra-
hatsız edici olan ise kimden hangi nedenle şüp-
helenildiğinin belirtilmeyişi oldu. Bugüne kadar
da hâlâ kimden bahsedildiğini, dosyalarda neler
bulunduğunu bilmiyoruz. Ama yine de görüşme-
lere devam ediyoruz. Yani motivasyonumuz hâlâ
yerinde.
Berlin’deki Müslüman mahkûmlara şu anda
kaç kişi destek hizmeti veriyor?
Şu an Müslüman mahkûmlara destek hizmeti
veren, istihdam edilmiş kimse yok. Bu işi gönüllü
olarak ya da ücret mukabili yapan, örneğin grup
buluşmaları gibi münferit hizmetler sunan kim-
seler var. Fakat buralarda sadece aktüel İslami
konular konuşuluyor; kişilerin endişe ya da ih-
tiyaçlarından bahsedebilecekleri bir manevi des-
tek hizmeti sunulmuyor.
Bundan sonra yol haritanız nasıl?
Şu anda Adalet Senatörü Thomas Heilmann
ile direkt bir görüşme içerisindeyiz. Daha ön-
cesinde sadece bölüm sorumlusu ile görüşmüş-
tük. Bu sene bize asıl çalışmalarımıza başlama
imkânı verecek makul bir sonuç alacağımız umu-
dunu taşıyoruz. Öncelikle imzalanma aşamasına
kadar getirilen bir anlaşmanın tamamlanacağını
düşünüyoruz. Elbette bizim de personel seçimi
konusunda belli gerekliliklerin sağlanması gibi
bazı asgari şartlarımız var. İnşallah, yapıcı gö-
rüşmelerle güzel bir çözüme ulaşacağız.