PERSPEKTİF
• SAYI 228 •
ŞUBAT 2014
44
Dosya
Danimarka hapishanelerindeki
mahkûmların %20’sinin Müs-
lüman olduğu tahmin ediliyor.
Ülkede Müslüman mahkûmların
manevi ihtiyaçlarının karşılan-
ması için ilk defa 2002 yılında
bir hapishane imamı istihdam
edilmiş, o tarihten beri sadece
birkaç imam hapishanelerde
hizmet veriyor. Yakup Yalçın,
mevcut eksikliğin farkına varıp
gönüllü olarak mahkûmlarla
ilgilenen az sayıda insandan biri.
Danimarka’nın Jyderup şehrin-
deki kapalı hapishanede Müs-
lüman gençlere 8 yıldır manevi
rehberlik hizmeti veren Yalçın’la
konuştuk.
edilmeden önce mahkûmlar cuma namazları için
minibüslerle camiye götürülüyormuş. Göreve
başlamasını şöyle anlatıyor: “Hapishane yöne-
timi mahkûmları her hafta dışarıya çıkarmanın
onları kötü alışkanlıklarından uzak tutmak için
elverişsiz bir ortam oluşturduğunu düşünmüş.
Bunun üzerine yönetim bana bu hizmeti üst-
lenip üstlenemeyeceğimi sordu.” Mahkûmlara
namazlarda imamlık yapmak, ama bunun da
ötesinde onlara manevi rehberlik etmek Yalçın’ı
oldukça heyecanlandırmış. Bu sebeple, “Görevi
kabul ettiğimde aklımda başka hiçbir düşün-
ce yoktu. Tek amacım, oradaki insanlardan hiç
olmazsa birini Allah’ın izniyle düzgün bir yola
sevk edebilmekti.” diyor.
Nitekim Yalçın, zihnindeki bu güzel amaca
ulaşıyor da. Sadece Türkiye’den gelenlere de-
ğil, Güney Afrika, Pakistan ya da Afganistanlı
mahkûmlara da Danca hizmet veren Yalçın, on-
lara en kritik zamanlarında nasıl yardımcı oldu-
ğunu bir örnekle anlatıyor: “Bir mahkûm tahliye
olacaktı. Cuma günü vedalaşmak için geldiğin-
de, ‘Ben pazartesi çıkıyorum, ama belki salı günü
buraya tekrar gelirim. Çünkü beni buraya düşü-
ren kayınbabam. Onun gideceği yer belli, benim
gideceğim yer belli.’ dedi. Kafasındaki bu plan
beni endişelendirdi, kendisine namazdan sonra
özel olarak görüşmek istediğimi söyledim. Yanı-
ma geldiğinde sordum: Senin problemin kimin-
le? Eşinle. O hâlde onunla güzelce konuşup yeni
bir düzen kurmak istediğini söyleyeceksin. Eğer
eşin bunu kabul ederse, birlikte yeni bir hayata
başlarsınız. Kabul etmezse, seninle yürümek is-
temeyen birinin babasını öldürmekle sen zaten
bir şey elde edemezsin.’ Uzun uzun konuştuk.
Aradan zaman geçtikten sonra bu mahkûmun
başarılı bir şekilde topluma uyum sağladığını,
ailesiyle mutlu olduğunu öğrendim.”
Yalçın, mahkûmlarla güncel konular hak-
kında da konuşuyor, dinî sohbetler de yapıyor.
Ona göre çalışmasının en önemli kısmı, genç
D
animarka hapishanelerinde ma-
nevi destek hizmetleriyle ala-
kalı oturmuş bir sistem bulun-
muyor. Bu nedenle gönüllülere
duyulan ihtiyaç kendisini daha
fazla gösteriyor. Yalçın, mevcut durumu şu şe-
kilde değerlendiriyor: “Din adamı konusunda
Müslüman mahkûmların çok istekli olduğu söy-
lenemez. Belki de böyle bir hakları olduğunun
bilincinde değiller. Talep olmayınca hapishane
yönetimleri de bir çaba içerisinde olmuyor. Ta-
lep hâlinde gönüllü bile olsa görev alabilecek
çok kişinin olduğunu biliyorum.”
Yalçın’a manevi rehberlik yapması teklif
“Her Ne Sebeple
Hapishaneye Girerse Girsin,