29
ŞUBAT 2014 • SAYI 228 •
PERSPEKTİF
H
apishanelerdeki gençlerin sayı-
sı incelendiğinde göçmenlerin
sayısı dikkat çekmektedir. Ör-
neğin Almanya’da Baden Würt-
temberg Eyaleti’nde Adelsheim
Gençlik Cezaevi’nde tutukluların %67’den faz-
lasını göçmenler oluşturmaktadır. Bu oranın
içerisinde Alman vatandaşı olmayanlar, sonradan
vatandaş olanlar ve yurtdışı kökenli olanlar bulun-
maktadır. Sadece “gerçek” yabancılara, yani Alman
pasaportu olmayanlara bakıldığında da aynı du-
rum göze çarpmaktadır: Hapishanelerde nüfusa
oranla Almanlardan iki buçuk kat daha fazla ya-
bancının bulunduğu görülmektedir.
Olası Nedenler
Hapishanede göçmenlerin sayısının fazla ol-
ması genelde onların yerlilere nazaran daha sık
suç işledikleri veya ağır suçlara karıştıklarıyla
açıklanmaya çalışılmaktadır. Ancak bilimsel
bulgular bunun tam aksini göstermektedir.
Almanya’da 1990 yılından 1998 yılına kadar
polis kayıtlarındaki Alman olmayan zanlıların
oranının %2 düştüğü, ancak hüküm alanların
oranının %22 ve hatta hapse girenlerin oranının
%73.6 civarında arttığı görülüyor. Almanlarda
ise bunun aksine zanlıların, yani suçluluk ora-
nının %13.8 artış gösterdiği görülüyor. Fakat
hüküm verilenlerin oranının sadece %9.8 yük-
seldiği, hatta hapse girenlerin oranının %0.2’ye
kadar düştüğü görülüyor. Bu bulgulardan, yerli
Almanların da suçlara sıklıkla karıştıkları, ancak
haklarında daha az hüküm verildiği ve çok daha
da az hapse mahkûm edildikleri anlaşılmakta-
dır.
Alman olmayanların daha ağır suçlar işle-
dikleri algısını doğrulamak mümkün değildir.
Bu iddianın doğruluğunu kabul etmek için suç
şekli ve daha önce işlenen suçların sayısı ince-
lenmelidir. Araştırmalar Alman zanlıların sabı-
ka kayıtlarının, Alman olmayanlara göre daha
kabarık olduğunu göstermektedir. Bununla bir-
likte daha hafif suçlar nedeniyle polis tarafından
kayıt altına alınan ve sabıka kayıtları Almanlara
göre daha az olan göçmenler hakkında çoğun-
lukla daha uzun cezalar verilmekte ve göçmen-
ler daha fazla hapis yatmaktadırlar.
Diğer yandan vatandaşlığın, yani pasaportun
“suçu artırıcı” bir faktör olduğu hipotezi makul de-
ğildir. Bu açıdan aslında “yabancıların suç oranı”
üzerine konuşmak da anlamsızdır. Kehl’deki Av-
rupa köprüsünde Fransa’ya geçen her Alman bunu
bizzat tecrübe edebilir. Köprünün karşı tarafına
geçen kişi yabancı olacaktır; peki bu kişinin sade-
ce bu yüzden suç işlemeye meyilli olması mümkün
müdür?
Azınlıklar bağlamında ABD’de gerçekleştiri-
len eski bir araştırma sonuçlarını hatırlayalım:
ABD’de 20. yüzyılın başlarında hep en yeni göç-
men grubun kontrol mercileri tarafından esas
sorun olarak algılandığı tespit edilmişti. Bu grup
o zaman kısmen göç ettirilmiş önceki problemli
grubun yerleştirildiği bölgeye yönlendiriliyor ve
böylece hapishaneler de dolmaya devam ediyor-
du. Bu durumda göçmen asıllı insanların “suça
meyilli oldukları algısı” ile alakalı birtakım dü-
zeltmeler yapmakta fayda var. Göçmen asıllı