45
ŞUBAT 2014 • SAYI 228 •
PERSPEKTİF
mahkûmların geleceklerini planlama ve eğitim-
li örnek Müslüman olmaları konusunda onlara
yol göstermesi. Yüzlerce mahkûmla dertleşme
imkânı bulan Yalçın, Müslüman mahkûmlara
ön yargıyla yaklaşıldığını ve onlara potansiyel
terörist gözüyle bakılmasının çok can sıkıcı ol-
duğunu belirtiyor.
Yalçın’ın belirttiğine göre Danimarka’da
Müslüman mahkûmlara helal yemek verilmiyor.
Bunu çözmek için mahkûmlar aralarında topla-
dıkları paralarla kendi alışverişlerini kendileri
yapıyor ve yemeklerini ortaklaşa pişiriyorlar.
Oruç, namaz gibi ibadetlerini yerine getirmede
sıkıntı yaşamayan mahkûmlara tespih, takke,
Kur’ân-ı Kerîm, hadis kitapları gibi ihtiyaçları
Yalçın tedarik ediyor.
Jyderup Hapishanesi’ndeki mahkûmların
birçoğu eğitimini tamamlayamamış; bir kısmını
ise çalışmadan zengin olma arzusu suça itmiş.
Mahkûmların ekseriyetinin genelde parçalan-
mış ailelerde büyüdüğünü söyleyen Yalçın tec-
rübelerini şöyle paylaşıyor: “Ailede şiddet içe-
risinde büyümüş, zaptedilemeyen insanları ya
da çocuklarından haberi olmayan ailelerin piş-
manlıklarını gördüm. Ailesini reddeden, tehdit
edenlerle sohbetlerim oldu.”
Yalçın, İslami anlamda eğitim almış insanla-
rın Danimarka hapishanelerinde gönüllü olarak
görev alabileceğini belirtiyor. “Her ne sebeple
hapishaneye girerse girsin, karşımızdaki bizim
kardeşimiz. Onun maneviyatını kaybetmemesi
en büyük arzumuz. Öte yandan gardiyanlar ve
diğer personellere Müslüman mahkûmların yal-
nız olmadığını hissettirmek de çok önemli. Beni
en çok mutlu eden, mahkûmların aile hayatları-
nın düzelmesine katkı sağlayabilmek ve onlara
yardımcı olmak.”
Karşımızdaki
Bizim Kardeşimiz.”