PERSPEKTİF
• SAYI 228 •
ŞUBAT 2014
38
MüslümanMahkûmlar içinMa-
nevi Destek Hizmetleri Çalışma
Grubu, Berlin Adalet Senatosu ile
yaptığı görüşmeler sonucunda 28
Müslüman destek hizmeti per-
soneline eğitimverdi. Fakat proje
Berlin Adalet Senatosu tarafından
durduruldu. Çalışma Grubu Söz-
cüsü İmran Sagir ile Senato’nun
tartışmalı tutumunu konuştuk.
Çalışma Grubu ne zaman ve hangi amaçla
kuruldu?
Derneğin amacı uzun vadede manevi destek
hizmeti sunan kişilerin Müslüman mahkûmlarla
ilgilenmesini sağlamaktı. Kısa vadede ise biz Ada-
let Senatosu ile, mahkûmlara destek hizmetleri
sunmak ve Berlin hapishanelerinde cuma nama-
zı kıldırmak bağlamında görüşmeler yürüttük.
Müslüman olmayan mahkûmlar da sunacağımız
imkânlardan faydalanabileceklerdi.
Dernek üç sene önce farklı bir isimle kuruldu.
O zamanlar Senato, hapishanelerde Müslümanla-
rın destek hizmetlerine ihtiyaç duyduklarını tes-
pit etmiş ve farklı Müslüman derneklerle irtibata
geçmişti. Bu anlamda İslam Forumu’nda bulunan
dernekler, genel anlamda manevi destek hizme-
ti sunan ya da hapishanelerde çalışma başlatmış
derneklerle irtibata geçildi. Bunun ardından bir
çalışma çevresi kuruldu.
Çalışma Grubu’nda hangi dernekler var?
Çalışma Grubu’nda DİTİB Berlin Bölge Baş-
kanlığı, Berlin İslam Federasyonu, Berlin Müs-
lümanları İnisiyatifi, Bilgelik Evi (Haus der
Weisheit), Işık Gençlik (Lichtjugend), Islamic
Relief öncülüğünde kurulan Müslüman Manevi
Destek Hizmeti Telefon Hattı (Muslimisches Se-
elsorgetelefon) ve Müslüman Hukukçular Toplu-
luğu var.
Dernek kurulduktan sonra nasıl bir yol izlendi?
Çalışma Grubu öncelikle bizim tek bir ses
hâline gelmemiz için kuruldu. Senato ile bütün
görüşmeler de bu minvalde gerçekleşti. Bu gö-
rüşmelerin aslında 2012 yılı sonunda sona erme-
si ve bir anlaşma ile düzenlenmesi gerekiyordu.
Fakat ne yazık ki farklı düşüncelerden dolayı bu
gerçekleşmedi.
Berlin’de Senato’nun
Tartışmalı Kararı Üzerine
Dosya/Söyleşi
Fazlı Altın, Çalışma Grubu Yönetim Kurulu
Üyesi ve Berlin İslam Federasyonu Başka-
nı:
“Bu tartışmalarla alakalı meselenin en garip
tarafı şu: Biz 7 yıldır Berlin İslam Forumu’nun
üyesiyiz. Oradaki insanlarla birlikte oturuyor,
ortak çalışmalar yapıyoruz; aynı masada Ana-
yasayı Koruma Dairesi mensupları da oturuyor.
Sürekli görüştüğümüz bu insanlar 7 sene sonra
bize diyorlar ki, ‘Biz size güvenmiyoruz.’ Biz de
bu nedenle, ‘Madem bize güvenmiyorsunuz;
foruma katılmamızın bir anlamı yok.’ diyerek İs-
lam Forumu’ndaki buluşmalarımızı iptal ettik.
Bu bakış açısı beni çok etkiledi ve rahatsız
etti. Adalet Senatörü Sayın Thomas Heilmann
ile görüşmemizde, kendisi, biz Müslümanları
tanımadığı için Anayasayı Koruma Dairesi’nin
kararlarına güvenmek zorunda kaldığını belirtti.
Bu durumda mevcut bürokrasi içerisindeki ve
Müslümanlarla Senato arasındaki kopukluk,
yanlış bir karara yol açtı.
Bu yanlış kararın temelinde ise Müslüman-
lara karşı güvensizlik tutumu var. Bu tutumun
değişeceğini ümit ediyorum.”