41
ŞUBAT 2014 • SAYI 228 •
PERSPEKTİF
7 farklı dinî akım tarafından
ortak kullanılan “sessizlik
odaları”na cuma günleri
namaz için halılar seriliyor;
duvarlar kelime-i tevhid tablo-
larıyla süsleniyor.
Hollanda:
Müslüman
mahkûmlar
M
üslüman
mahkûmların
“sorunları”, tercih edilme-
mesi gereken bir sınırla-
ma, çünkü mahkûmların
sorunları
diğer
insan-
lardan pek de farklı değildir. Hapishane-
de de üzüntülü ve sevinçli zamanlar var-
dır, tıpkı diğer insanlar gibi. Mahkûmların
belki en büyük problemleri tutuklu olmaları-
dır; bu da sadece Müslüman olanların proble-
mi değildir. Bunun dışında bir suç işlemişler,
birilerini mağdur duruma düşürmüşlerdir; bu
durum beraberinde pişmanlık duygularını getir-
miştir. Hataları sebebiyle, çıkması zor bir kuyu-
ya düştüklerini düşünmektedirler. Bu çukurdan
çıkabilmek için imkânlar ararlar. Manevi rehber
olarak bizler de mahkûmlara işte bu noktada
yardımcı olmaya çalışırız: Onları teselli eder,
onlarla hata ve pişmanlıkları hakkında konuşur
ve onları hatalarından dönmeleri için yönlendi-
ririz. Müslüman mahkûmların mutlu anlarında
yanlarında olmak onlar için önemlidir. Bunun
için manevi rehberler bayramları muhakkak ha-
pishanelerde mahkûmlarla beraber kutlarlar.
İmamların hapishanelerde göreve başlama-
larıyla birlikte anayasal din ve vicdan hürriye-
ti hakkı daha iyi uygulanır olmuştur. Şu anda
Hollanda hapishanelerinde mahkûmlar cuma
namazlarını kılabilmektedirler. Onlar için he-
lal gıda temin edilmekte, ramazan ayında fark-
lı imkânlar sağlanmakta ve bayramlar birlikte
MOHAMED
AJOUAOU*
»
*Hollanda Adalet ve Güvenlik Bakanlığı’na bağlı olan
Manevi Rehberlik Hizmetleri Müdürü
kutlanmaktadır.
Müslüman mahkûmlar dindarlık derecele-
ri ne olursa olsun manevi destek alma ihtiyacı
duyarlar. Zira hapse düşmeleriyle birlikte ha-
yata dair birçok soru onları meşgul etmektedir.
Hollanda’da bu ihtiyaç tutukluluk süresince
karşılanmaktadır, fakat bu yeterli değildir. Müs-
lüman mahkûmların hürriyetlerine kavuştukla-
rında topluma kazandırılmaları gerekir. Bu nok-
tada Müslümanlar olarak mahkûmiyet sonrası
dönem için yeterli çalışma yaptığımız söylene-
mez. Cezaevinde kalmış kardeşlerimizi topluma
tekrar kazandırmamız için onlara insan olarak
değer vermemiz ve kucak açmamız gerekmekte-
dir. Aksi takdirde tekrar suç işleme olasılıkları
büyüktür.
Avrupa’daki Müslümanlar olarak hapis-
hanedeki kardeşlerimiz hakkındaki düşünce-
lerimizin olumlu olmadığı ortada. Ancak bu
kardeşlerimize hapishane hayatı esnasında ve
sonrasında ilgi göstermez ve onlara yeni bir
şans tanımazsak durumda düzelme olmayacak-
tır. Mahkûmları ziyaret etmek bu ilginin bir gös-
tergesidir. Bununla birlikte bu kardeşlerimize
hapishane sonrası staj ve iş imkânı sağlayarak,
eğitimlerinde ve düzenli hayata geçişlerinde
yardımcı olarak toplumun onları kazanmalarını
sağlamış oluruz.