Şubat 2014 - page 36

PERSPEKTİF
• SAYI 228 •
ŞUBAT 2014
36
Hizmetleri”konulu bir doktora çalışması yapıyorsu-
nuz. Almanya’da İslami manevi rehberlik hizmetleri
konusundaki kurumsallaşma eksikliğini nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz?
Bu eksiklik tarihte farklı şekillerde gideril-
miş. Örneğin Osmanlı’da hapishane imamları,
ordu imamları, alay müftülerinin olduğunu bi-
liyoruz. Almanya’da “manevi rehberlik hizmeti”
denilince önce “İslam’da böyle bir şey yok, her
Müslüman birbirinin destekçisidir.” deniliyordu.
Fakat cezaevi, psikiyatri gibi herkesin giremeye-
ceği yerler var. Bu durumda kurumsallaşma ih-
tiyacı kendisini gösteriyor. Örneğin bir toplan-
tıda Müslüman bir kardeşimiz, “İslam’da herkes
birbirinin destekçisi dolayısıyla bizim ekstra
bir görevliye ihtiyacımız yok.” demişti. Bunun
üzerine geri dönüş yolunda orada bulunan bir
papaz bana şöyle dedi: “Müslümanlar birbirinin
destekçisi ise nerede bu insanlar? O hâlde sizin
ibadetinizi ben niye organize ediyorum?”
Hâlbuki biz Hz. Peygamber’in insanları na-
sıl teselli ettiğini, hastaları nasıl ziyaret etti-
ğini, derdi olanları nasıl dinlediğini biliyoruz.
Bizim tarihimizde bu görevleri vakıflar, tekke-
ler ve farklı kurumlar üstlenmiş; bir destek me-
kanizması kurulmuş. Avrupa’daki Müslüman
mahkûmlar ise yalnız kalmışlar. İlk defa yurtdışı-
na gelen, mülteci olup daha sınırdan girer girmez
yakalanıp hapse giren kimseler var. Bu insanların
kimseleri yok; hukuki sistemi bilmiyor, dertlerini
anlatamıyorlar. Manevi destek hizmetinin temeli
insanı dinlemektir. En azından biz bu kişileri din-
liyoruz, ardından diğer hizmetler geliyor.
Peki hapishanelerdeMüslümanlara gönüllüma-
nevi rehberlik hizmeti vermek isteyen herkes müra-
caat edebilir mi?
Müracaat edebilirler, fakat bu işlerin düzenli
bir şekilde yapılması lazım. Cezaevinde Müslü-
manlara yönelik yapılan fahri destek hizmetleri
oradaki ihtiyacı karşılamaz. Örnek vermek gere-
kirse orada mahkûmlara fahri olarak masal oku-
yan, onlarla kart oynayan insanlar da var. Öğren-
ciler, farklı Hristiyan gruplar geliyorlar. Fakat bu
ayrı bir kategori. Buna rağmen orada görevli Pro-
testan ve Katolik papazlar çalışıyor. Bu papaz-
lar örneğin mahkûmların aileleriyle buluşmalar
organize ediyorlar. Fahri olarak görev yapanlar bu
tarz destek hizmetleri sunamazlar; çünkü anah-
tarınız yok, hukuki olarak kısıtlısınız. Fahri görev
yapan biri olarak kendiniz bir kapıdan diğerine
bile tek başınıza gidemiyorsunuz. Dolayısıyla
Müslüman mahkûmlara yönelik bu hizmetlerin,
ihtiyacı karşılayacak şekilde gerçekleştirilme-
si için kurumsallaşma gerekiyor. Örneğin bu işi
kadrolu bir şekilde yapan diğer görevlilerin ayda
bir toplanma ve çeşitli sıkıntılarını dile getirme
imkânları var. Ama bizim öyle bir imkânımız yok.
Yine Hristiyanlarda manevi rehberlik yapacak
din adamları uzun bir eğitimden geçiyor, sürekli
eğitimlerini güncelleştiriyorlar. Siz temel bir ila-
hiyat eğitiminiz olmadan, birkaç haftalık bir kur-
sun ardından bu kişiyle aynı masaya oturursanız,
bu karşı taraftan kabul görmeyebilir.
Sizi şimdiye kadar etkileyen en özel anı, tecrübe
neydi?
O kadar olay var ki... İnsanların Almanya’ya
iltica edebilmek için göze aldıkları şeyler benim
dikkatimi çekiyordu. Kişi Rusya’dan dağları do-
lanıp buraya geliyor, hapse giriyor. Kimsesi yok,
ziyaretine gelen yok. Ya da bir diğer mahkûmun
oğlu cezaevine düşmüş; kendisi hapiste oldu-
ğunu unutup baba şefkatiyle çırpınıp duruyor,
“Benim oğlum ne olacak?” diye. Toplumda biz
birtakım şeyleri görmüyoruz diye olaylar yok
değil; olaylar oluyor da, biz farkında değiliz.
Bu nedenle bizlerin de bu konulara anga-
je olmaları gerektiğini düşünüyorum. Örneğin
mahkûmlar namaz hocası, takvim gibi malzeme-
ler istiyorlar. Bunlar ilk bakışta küçük masraflar
gibi gelse de, siz 10 yıl boyunca, her ay 10 tane
almak zorunda kalırsanız bu ciddi bir yekün teş-
kil ediyor. Bu yüzden cemaatlerin de bu sorunlara
eğilmeleri ve bu kardeşlerimize destek vermeleri
gerekir. “Bunun için yeterli imkânımız yok.” de-
nilebilir. Fakat şu unutulmamalı: Kabuğunuzu
kırarsanız, farklı alanlarla uğraşabilirsiniz; farklı
alanlarla uğraşırsanız, farklı imkânlar elde ede-
bilirsiniz. Bu biraz kendi bakış açımızın değişti-
rilmesi ile alakalı. İmamlarımızın çalışma siste-
mini komple gözden geçirmemiz şart. Öncelikle
niyet edip imkânları araştırmamız, daha sonra
da Cenâb-ı Allah’a güvenmemiz gerek. Niyetimiz
halis olunca Allah da yardım eder.
Dosya/Söyleşi
1...,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35 37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,...60
Powered by FlippingBook