27
ŞUBAT 2014 • SAYI 228 •
PERSPEKTİF
işlediği suçla toplumdan uzaklaştığı var sayılmaktadır.
line gelmesini sağlamaktır. Hapishane esnası ve sonrasıyla
*Regensburg Teknik Yüksek Okulu Sosyal Bilimler
Fakültesi’nde profesör olan Anderson, 1994 yılından beri
Göç Araştırmaları alanında çalışmalar yapıyor.
merkezleri ya da yüksek göçmen oranına
sahip şehirlerdeki toplumsal çalışmalara katıla-
rak kurulabilir.
Bu durumda yardım ettiğimiz mahkûmlara
dair kültürel saptamalarımızın bizi yanıltmasına
fırsat vermemeli, farklı kökenden insanlar
hakkındaki ülkesel ve kültürel bilgimizin basma-
kalıp düşünce ve klişelere dönüşmemesine dik-
kat etmeliyiz.
Yine cezai takibat alanında çalışan göçmen
kökenliler ya da göçmen geçmişine sahip gö-
nüllülerle irtibat kurulması da önemlidir. Bura-
larda genellikle kullanılmayan imkânlar vardır;
göçmenlere dair temel sorunlara vakıf insanlar
kültürlerarası mahkûm/mahkûm yakını çalışma-
larında etkin çözümler sunabilirler.
Bunun yanında cezaevinde olan ya da
cezaevinden çıkmış farklı kökenlerden gençlere,
gruplara özel imkân ve çözümler sunan kurum-
lar mühim bir boşluğu doldurmaktadırlar.
Özellikle
diğer
kültürel
kökenlerden
mahkûmların sahip oldukları genel kanı, görev-
lilerin etnosentrik düşüncelere sahip oldukla-
rıdır. Bu anlamda etnosentrizm konusu eğitim
çalışmaları kapsamında açık ve derin bir şekilde
konu edilmelidir. Hapishanelerde istihdam edi-
lecek personelin dil ve kültürel bilgiler edinme-
leri, yine farklı gençlik gruplarıyla alakalı kav-
ramlara aşina olmaları büyük bir gerekliliktir.
Gençleri suçtan uzak tutacak önlemler bağla-
mında önerilebilecek diğer bir konu iletişim ağı-
dır. Mahkûmların yakınlarına yönelik ve kültürel
hassasiyetleri gözeten bir çalışmada, bulunulan
şehir çapında bir iletişim ağı oluşturulabilir.
Göçmen kökenli mahkûm gençlerin ailelerinin
katılımını mümkün olan en yüksek düzeyde tu-
tabilecek şekilde imkânlar sunan bir buluşma ya
da özellikle ilgilenilmesi gereken gençlere yöne-
lik yoğun disiplinlerarası destek ve aile çalışma-
ları gerçekleştirilebilir.
Bu anlamda hedef gruplara özel, zaman ve
mekâna bağlı olmadan gerçekleştirilebilecek
çalışmalar da anlamlıdır. Genç Türk erkeklerine
yönelik sinir/saldırı önleme eğitimleri gibi...
Cezaevlerinde “Şiddet Önleme Eğitimi” pro-
jeleri ile kültürlerarası bakış açılarının nasıl
daha iyi bir şekilde harmanlanabileceği düşü-
nülmeli ve bu sayılan imkânlar tahliye yardımı
esnasında da gündeme getirilmelidir. Göçmen
kökenli insanların çokça bulunduğu sosyal alan-
larda, örneğin camilerde gerçekleştirilebilecek
açık gençlik çalışmaları daha geniş, etkili ve ön-
leyici bir karaktere sahip olabilir.