PERSPEKTİF
• SAYI 228 •
ŞUBAT 2014
26
Dosya
büyüktür. Bu sorunlara bir de büyük bir öğren-
me iştiyakına rağmen eğitim olanaklarına kar-
şı zorlaştırılmış giriş imkânları eklenmektedir:
Mültecilerin dil ya da meslek öğrenimlerine ge-
çişleri ilk zamanlarda kısıtlanmaktadır. Bu genç
insanlar suç işledikleri ya da sınırdışı hapisha-
nelerine gönderildikleri takdirde, mültecilere
yönelik yapılan çalışmalarda özellikle bu sayılan
muhtelif sorunların dikkate alınması gerekmek-
tedir.
Kültürlerarası Yardım Çalışmaları
Kültürlerarası mahkûm yardımı söz konusu
olduğunda göçmen ailelerle işbirliğini zorlaştı-
ran bazı genel sorunları sayabiliriz. Öncelikle bu
ailelerin sosyo-ekonomik durumları çoğunluk
toplumunun sahip olduğuna kıyasla daha olum-
suz bir seviyede bulunmaktadır. Eğer muhatap
olunan grup çok eğitimli, özel bir göçmen grup
değilse, muhatabın eğitim imkânlarından uzak
kalmış olduğu düşünülebilir. Bunun ötesinde
bu insanlar sürekli ortaya çıkan ve devam eden
“oturum müsaadesi belirsizliği”ne sahiptirler.
Bu biyografik durum da onların devlet makam-
larına karşı genel bir korku ve güvensizliğe sahip
olmalarına sebep olabilmektedir.
Suç işlemiş göçmenler, yardım ve yönlen-
dirme sunan sosyal hizmetlere önce kuşkuyla
bakabilmektedirler. Çünkü devlet daireleriyle
yaşanan kötü tecrübeleri, onların yaşadıkları-
nı bazı istisnalar olarak algılamalarını engel-
lemektedir. Almanya’da göçmen kökene sahip
birçok aile, hapishane ya da tahliye yardımı gibi
hizmetler konusunda eksik kurum bilgisine sa-
hiptirler. Çoğunluk toplumundaki diğer ailelere
nazaran üçüncü dünya ülkelerinden ailelerde
Almanya’da kalma haklarını kaybedecekleri
düşüncesi, yapılan çalışmalarda kendisini yay-
gın olarak göstermektedir.
Kültürlerarası bilgi ve becerilerin kullanımı,
özellikle mahkûmlara verilen danışma hizmetle-
rine göç konularının da dahil edilmesini gerekli
kılmaktadır. Böylece, örneğin oturum durumu,
geleneksel aile yapısının rolü, sonradan yerleş-
meci olan insanların ya da ülkelerinden kaçan
insanların özel durumları veya kendilerine eşlik
eden birisi olmaksızın başka bir ülkeye kaçan
reşit olmayan çocukların durumları daha çok ko-
nuşulabilmektedir.
Uygun ve faydalı bir danışmanlık sunabilmek
için bu alandaki hukuki duruma dair kültürle-
rarası bir eğitim almanın yanında ayrıca göç ve
uyum konularında çalışmalar yapan insanlarla
iletişim içerisinde olmak da önemlidir. Bu ile-
tişimler genelde dernekler içerisinde çok büyük
çabalar sarf edilmeden, örneğin göçmen danışma
Resosyalizasyon (Yeniden Sosyalleşme):
Mahkûmun,
Cezanın maksadı da onun yeniden toplumun bir parçası h
bu sürece “resosyalizasyon” denmektedir.