PERSPEKTİF
• SAYI 228 •
ŞUBAT 2014
24
Dosya
İkinci Bir Şans:
Kültürlerarası Mahkûm
Yardımı
Yapılan araştırmalar sonucunda suça meyilli
olmakla etnik köken arasındaki ilişkiye dair bir
resim ortaya çıkmıştır. Bu resimde sosyal sınıf ve
ailenin eğitim durumu gibi faktörlerin belirleyi-
ci rol oynadığı görülür. Fakat etnik köken ya da
kültürel etkilenim, kendiliğinden ikincil faktör-
ler olarak değerlendirilebilir; sosyal ve eğitimsel
şartlar ise birincil derecede öneme sahiptir.
Aşağı Saksonya Eyaleti’nden Kriminolog
Christian Pfeiffer, yaptığı araştırmalar sonucun-
da göçmen kökenli ailelerde bazı ailesel durum-
ların olduğuna dikkat çekiyor. Pfeiffer bir araş-
tırmasında örneğin geleneklerine bağlı Türkiye
kökenli ailelerde özellikle gelişmekte olan erkek
çocuklarının eğitiminde şiddetin oynadığı rolü
ele alıyor ve gözlemini bu tür ailelerde görülen
erkeklik algısıyla ilişkilendiriyor: Aile reisinin
davranış biçimlerinin çoğunlukla otoriter bir
yapıda olduğu ailelerde fiilî tartışmalar şiddet
kullanımına kıyasla daha arka plandadır. Bu aile-
lerden gençlere bir de dil problemlerinin neden
olduğu eğitim başarısızlıkları miras kalmıştır.
Bunun yanında ayrımcılık tecrübeleri ve aşağı-
lanmalar da hesaba katılmalıdır. Bütün bunlar
genç Türklerin şiddet suçlarına yönelmesini ko-
laylaştıran bir dışlanmaya sebep olabilir.
Göç Geçmişinin Getirdiği Sorunlar
Yabancı uyruklu gençlerin yeniden sosyalleş-
melerinde oturum müsaadeleriyle alakalı bazı
sorunlar vardır: Örneğin gençler arasında sık-
ça rastlanılan uyuşturucular ile ilgili suçlarda
bağımlılığa karşı terapi almak çok önemlidir. Fa-
kat göçmenlerin bu tarz terapilere katılmaları
mevcut oturum statüleri nedeniyle çok nadir ve
zor bir şekilde gerçekleşmektedir.
Özellikle Almanya’da ceza infazı alanındaki
gelişmelerin genel toplum politikalarındaki ge-
lişmelere ayak uyduramadığı söylenebilir. Son
zamanlarda gündemde olan uyum politikası
(örneğin yeni vatandaşlık hakkı, göç yasası, zo-
runlu dil ve uyum kursları, güçlendirilmiş eğitim
destekleri ve İslam Konferansı) geniş ölçülü top-
lumsal bir paradigma değişimine işaret etmek-
tedir: Almanya bir göç ülkesi olmuştur. Fakat
Göçmen kökenli genç mahkûmların topluma yeniden kazandırılmaları ve suçtan
uzak bir hayata devam edebilmeleri için “yeniden sosyalizasyon” çalışmaları bü-
yük önem taşımaktadır. Özellikle söz konusu “göçmen gençler” olunca, yürütülen
önlem çalışmalarında kültürlerarası bir perspektifin oluşturulması şart.
PHILIP
ANDERSON*
»