PERSPEKTİF
• SAYI 228 •
ŞUBAT 2014
22
Dosya
Müslüman
Mahkûm Olmak
Saat: 6. Ahmet gözlerini ovuşturuyor, yatağından fırlıyor ve her gün yaptığı gibi
takvim yaprağını koparıyor. Abdestini alıp, seccadesini serip, namazını kılıyor.
Ahmet, hayatını 3 senedir, 8metrekarelik bir hapishane hücresinde geçiriyor.
Hücrelerin büyüklüğü ve günlerin uzunluğu hep aynı olan bu hapishanede
Ahmet’i farklı kılan özelliği Müslüman olması. Ahmet, Avrupa hapishanelerin-
de yatan binlerce Müslüman’dan sadece biri. Dine olan bağlılığı işlediği suçtan
sonramı gelişti ya da dinin temellerini bilmesine rağmenmi suç işledi bilinmi-
yor. Meçhul olmayan diğer bir şey ise arkada bıraktığı ailesinin hemmahçup,
hemde kızgın olması.
FATMA
ÇAMUR
»
Almanya’da mahkûmların dinî mensubiyetleri
açısından bir istatistik tutulmadığı için hapisha-
nelerde ne kadar Müslüman olduğu bilinmiyor.
Fransa’da ise bir araştırmaya göre hapishanelerde
yatan mahkûmların %60’ı Müslüman; bu bağlam-
da dikkate alınması gereken veri ise, Fransa nü-
fusunun yalnızca %12’sinin Müslüman olduğu.
İngiltere’de Müslüman mahkûm sayısı 1997’de
%6 iken, 2013 yılında bu sayı %13’e yükselmiş.
İngiltere’nin en ağır suç hapishanesi olan White-
more Hapishanesi’nde yapılan araştırmaya göre
mahkûmların %39’u Müslüman.
Dindarlık ve Hapishane İlişkisi
Mahkûmların dindarlığının suç oranları üze-
rinde etkili olup olmadığına dair birçok araş-
tırma mevcuttur. Buna göre ailesi ya da kendisi
dinî eğitim almış olan insanların suça daha az
meylettikleri gibi sonuçlar elde edilse de, suç geç-
mişi, birçok farklı faktörden etkilenerek oluşabi-
leceği için mahkûmların dindarlığıyla suç işleme
oranları arasında bir bağ kurmak zordur. Bu ara-
da mahkûmlar arasında yapılan araştırmalarda
“dindar” kavramının tanımıyla alakalı bir kar-
maşanın olduğunu da zikretmek gerek. Özellikle
Müslüman mahkûmlar arasında yapılan araştır-
malarda mahkûmların kendilerini “dindar” olarak
nitelemelerine rağmen, İslam’da kesin bir şekilde
yasaklanan eylemleri hapishaneye girmeden önce
işledikleri görülebilmektedir. Bu nedenle dindar-
lık ve hapishane ilişkisi, kurulması ve kanıtlanıl-
ması zor olan bağlar arasındadır.
İşlenen suçtan duyulan pişmanlık da Müslü-
man mahkûmlar tarafından farklı yönlerde ge-
rekçelendirilebilmektedir. Örneğin mahkûmların
işledikleri suçtan, yakınlarını hayal kırıklığına
uğrattıkları ya da gençliklerinin en güzel za-
manlarını hapiste geçirdikleri gibi sebeplerle
pişman olmaları söz konusuyken, yaptıkları ey-
lemle “günaha girdikleri” için pişman olmala-
rı da söz konusudur. Yine ceza infazı esnasında
dinî hizmetler alan mahkûmların, hapishaneden
çıktıktan sonra suç işleme oranlarında bariz azal-
maların olduğu ve yeniden sosyalleşmelerinin ba-
şarıyla gerçekleştiği belirtilmektedir.
Dindarlık ve hapishane ilişkisinin ötesinde ge-
nellikle toplumun dışlanan, ötekileştirilen kesi-
minin suç oranının yüksek olduğu yapılan araştır-
malar neticesinde elde edilen bulgulardandır. Bu
anlamda özellikle Avrupa’da yaşayan Müslüman-
lar için bir “hapishane” sorununun mevcut oldu-