Mart 2014 - page 48

PERSPEKTİF
• SAYI 229 •
MART 2014
48
Dünya/Söyleşi
bölgesi gibi sokaklarında tanklar, panzerler ve
silahlı askerler bütün köşe başlarını tutmuş du-
rumda.
2013’ten sonra çok başka bir baskı daha ya-
şanmaya başlandı. Artık Uygurlar bir araya ge-
lemiyorlar. 20-30 Uygur toplandığı zaman Çin
askerleri gelip sorgusuz sualsiz öldürüyor onları.
Ayrıca binlerce Uygur genci, özellikle genç erkek-
ler kayboluyorlar. Çin güvenlik güçleri akşamla-
rı gelip gençleri tutukluyor ve “Sorguya çekip
geri getireceğiz.” diyerek ailelerinin ellerinden
alıyor. Böylece binlerce kişi kayboluyor. Aileler
karakola gidip çocuklarını soruşturduklarında,
“Haberimiz yok.” deniliyor onlara. Çocuklarını
bulma konusunda ısrarcı olanların kendileri de
tutuklanıyor. Uygurlara olan bu baskı dayanıl-
mayacak bir duruma gelmiş hâlde.
Çin hükümeti Uygurlara karşı bu baskıcı tu-
tumunu mazur göstermek için çok kolay bir ba-
haneye sığınıyor: Müslüman Uygurlara, “Bunlar
teröristtir!” diyor ve işin içinden çıkıyor. Uygur-
lar -ki Çin hükümeti bile bunu diyordu- barışçıl
bir halktır. Ancak Çin hükümetinin yürüttüğü
bu politikalar onları aşırılığa zorluyor. Çünkü bu
zulme ailesinden kurban vermeyen kimse yok.
Her ailenin en az bir ferdi ya öldürülmüş, ya tu-
tuklanmış ya da kaybolmuş. Doğu Türkistan hal-
kının da sabrı taşmış durumda.
Peki bu zulmün gerekçesi ne? Örneğin siz 1999
yılında tutuklandığınızda ne ile suçlanıyordunuz?
Ocak ayında Ekonomi Profesörü İlham Tohti,
Çin hükümeti tarafından tutuklandı. Çin hükü-
meti Tohti’yi hangi nedenlerle tutukladıysa beni
de aynı gerekçeyle tutukladı: Şahit olduğum
haksızlıklar karşısında susmadığım için. Hatta
tutuklanmadan önce Çin hükümeti beni birkaç
defa uyardı: “Hükümette yüksek bir makamın
var, siyasi anlamda yetkin var. Sen bu nimet-
lerden yararlan. Karşılaştığın durumları anlat-
maya çalışma.” Baktım ki Çin hükümeti beni ve
Uygurların sorunlarını dinleme niyetinde değil;
ben de, “Uygurların durumunu dış dünyaya an-
latmalıyım.” dedim. Halkıma yapılan cinayetler,
tutuklamalar, haksız ve keyfî uygulamalar kar-
şısında elbette susamazdım, bir şey yapmak zo-
rundaydım.
Aslında benim yaptığım hiçbir yanlış yoktu,
kanunsuz bir harekette bulunmadım. Dolayısıy-
la bana yapılan muamelenin de kanuni bir yanı
yoktu. Beni tutukladıkları zaman Çin’in beni
suçladığı şey devlet sırlarını dışarıya vermekti.
“Devlet sırrı” olarak niteledikleri şey ise olay-
larla alakalı Çin gazetelerinde çıkan haberlerdi.
Ben de o haberleri Amerika’daki kocama gön-
dermek istiyordum. Bu haberlerde tutuklanan,
ölüm cezasına çarptırılan ve idam edilen Uygur
çocuklarının isimleri geçiyordu. Bundan dolayı
Çin hükümeti beni tutukladı, çıkarıldığım mah-
keme de beni sekiz 8 buçuk sene hapse mahkum
etti. Oğlum Abdulhekim’i de her şeyden haber-
siz olmasına rağmen sırf benimle birlikte olduğu
için tutuklayıp 3 sene hapis cezasına çarptırdı-
lar. Ben Amerika’ya gittikten sonra onu tekrar
tutukladı Çin hükümeti ve hiçbir sebep göster-
meden 9 sene hapse mahkum etti. Şu an oğlum
hâlâ hapiste.
Esasında benim yapmak istediğim şey aynı
zamanda Çin hükümetinin ve dolayısıyla Çin
devleti sınırları içerisinde yaşayan tüm insanla-
rın menfaatine olan bir şeydi. Doğu Türkistan’a
barışın hâkim olması demek, orada yaşayan tüm
milletlerin birlikte yaşamaları demektir. Doğu
Türkistan’ın barış içinde olması ve Uygurların
meşru ve tabi hak ve taleplerinin yerine getiril-
mesi lazım. Bizim orada verdiğimiz mücadele
Çin Anayasası sınırları içerisinde bir mücadeley-
di. İllegal veya kanunlarda yer almayan herhangi
bir talebimiz olmadı. Doğu Türkistan Uygurların
ana yurdu, Uygur Türkleri de Doğu Türkistan’ın
yerli halkıdır; dolayısıyla onlara mahsus hakla-
rın verilmesi lazımdır.
Ailenizin geri kalanı Doğu Türkistan’da. Onla-
rın hayatlarından endişe ediyor musunuz?
Elbette. Çin hükümeti bütün mal varlığımı
dondurdu.Akrabalarım,çocuklarımvetorunlarım
olan 23 kişi baskı ve gözetim altında yaşıyor.
Doğu Türkistan’da 5 çocuğum var. Şu an Çin’in
insafına kalmış durumdalar. Güvenlik kuvvetleri
istedikleri zaman onları karakola götürüp sorgu-
ya çekiyor ve dövüp, işkence yapıp bırakıyorlar.
Ben yurt dışına çıktıktan sonra iki çocuğumu
hapse atmıştı Çin yönetimi. Birini 7 sene hap-
se mahkum etmişlerdi, Alim ismi... Alim hapis
cezasını tamamladı ve hapisten çıktı, ama göze-
tim altında yaşıyor. Ben 6 sene hapiste yattım.
Kocam 9 sene hapiste yattı. Oğlum Abdulhekim
1...,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47 49,50,51,52,53,54,55,56,57,58,...60
Powered by FlippingBook