Mart 2014 - page 55

55
MART 2014 • SAYI 229 •
PERSPEKTİF
“eşi bulunmaz bir sahtekâr”dı. Bu ve benzeri is-
natların kökleri geç Antik Çağ ve Orta Çağ’dan
Luther’in zamanına dek gelen İslam dini ve
peygamberi hakkındaki düşüncelere dayanmak-
tadır. Böylece peygamber, Hristiyanlık içerisin-
deki tartışmanın bir aracı olarak kullanılmış;
Protestanlar “Müslüman” olarak aşağılanmış
ve Muhammed “Doğu’nun deccali” iken, Papa
“Batı’nın deccali” olarak nitelendirilmiştir.
Fark edilebileceği gibi, peygamber ile ilgilen-
menin merak ve bilim aşkından başka neden ve
amaçları bulunmaktadır. Peygamber hakkında
çizilen çağdaş resim, çok güçlü bir şekilde bu
amaçlardan ve elbette tarihin ruhundan besle-
niyor. Bu durum “Türk tehlikesi” ve reform ça-
baları ile gündemini oluşturan Martin Luther ve
yaşadığı dönem için de aynen geçerlidir.
“Türk Tehlikesi”
Luther zamanındaki sosyopolitik geliş-
melerin başında özellikle “Türk tehlikesi” de-
nilen mesele ve buna bağlı olarak “Türk kor-
kusu” gelmektedir. Bu tehlike ve korkunun
kökleri İstanbul’un 29 Mayıs 1453’te Fatih Sul-
tan Mehmed tarafından fethi ve Hristiyan Bi-
zans İmparatorluğu’nun sona ermesine kadar
uzanmaktadır. Kuzey Avrupa’da o zaman his-
sedilen tehdidin gücünü, 1454 yılında Jonannes
Gutenberg’in bastığı “Eyn manung der cristen-
heit widder die durken” (Hristiyan âleminin
Türklere karşı uyarılması) başlığını taşıyan el
ilanından tespit etmek pekâlâ mümkündür.
Madalyonun öbür yüzünde ise Osmanlı
İmparatorluğu’nun barındırdığı çekim gücü ile
feodal düzen açısından arz ettiği tehlike vardı.
Luther de bunun bilincindeydi: “Alman halkı
kaba ve vahşi bir halk, tabiri caizse yarı şeytan,
yarı insan olduğundan, bazıları Türklerle bir ge-
lecek ve onların hükümranlığını arzu ediyorlar.
Yine Alman topraklarında kral ve prenslerden-
se Türkleri ve onların hâkimiyetini isteyenler
bulunuyor. Bu insanlarla Türklerin aleyhinde
epeyce tartışılmalı.”
1
Ezeli düşman fikrini hem Luther hem de Ka-
tolik kilisesi destekliyordu. Kilise içi çatlaklar
ve zayıflayan Papalığın arka planında özellikle
Katolik kilisesi, Hristiyanlığı ortak düşman kar-
şısında birleştirme düşüncesindeydi. “Her dinî
ayinde gözü korkmuş insanların başına kakılan
Türk algısı, merhametsiz ve tehlike içeren bir
algıydı. Türkler tüm tanrısal nizamı yakıp yıkan
1
Spohn, Margret: Alles getürkt. 500 Jahre (Vor)Urteile der
Deutschen über die Türken, Bibliotheks- und Informations-
system der Universität Oldenburg, 1993. S. 21.
2
Spohn, 1993. S. 46.
3
Lind, Richard: Luthers Stellung zum Kreuz- und Türken-
krieg, Gießen, 1940, 40:57.
kişiler ve tüm Hristiyanların düşmanı olarak gö-
rülüyordu.”
2
Teolojik ama aynı zamanda siyasi nedenlerle
Türkler “Tanrı’nın sopası” olarak tasvir ediliyor-
du. Teolog Luther’e göre Türkler Tanrı tarafın-
dan gönderilmişlerdi: “Zira Türk, sana aslında
günlerini nasıl müreffeh geçirdiğini, Tanrı’ya ve
onun hizmetçilerine karşı utandırıcı bir şekilde
kötü ve şükürden uzak olduğunu, çevrendekile-
re merhameti unuttuğunu öğretecek kişidir.”
3
Katolik Kilisesi ile anlaşmazlık
Tarihî açıdan değerlendirildiğinde Protes-
tanlığın iç içe geçen ve birbiriyle bağlantılı olan
iki düşman algısı olduğu söylenebilir: Papalık ve
Türkler. Türkler her ne kadar Katolik kilisesinin
ve Luther’in ortak düşmanı olsalar da, Luther’in
gözünde Papalık ve Türkler iki eşit düşman gi-
biydiler.
Bu düşmanlık kilise ilahilerine dahi girmiş-
ti. Bugünkü Protestan kilisesi ilahi kitabının
bir yerinde şu ifadeler geçmektedir: “Tanrım
bizi sözüne sadık olanlardan eyle/düşmanlarını
ölümle cezalandır/oğlun olan Îsâ’yı/senin tah-
tından indirmek istiyorlar.”
Fakat bu satırlar önceden farklıydı. “Hris-
tiyanların ve kutsal kilisenin ezeli düşmanla-
rı olan Papalık ve Türklere karşı söylemek için
bir çocuk şarkısı” başlıklı, 1451 tarihli orijinal
metnin ilk dörtlüğü şu şekildedir: “Tanrım bizi
sözüne sadık olanlardan eyle/Papa ve Türkleri
ölümle cezalandır/oğlun olan Îsâ’yı/senin tah-
tından indirmek istiyorlar.”
O zamanlarda bu metinler toplum içerisinde
problem teşkil etmiyordu. Zira çevrede bu prob-
lemin yönelebileceği Müslümanlar pek yoktu.
Bu daha çok Türkler ve İslam hakkındaki halkın
görüşünü büyük ölçüde etkileyen kilise içi bir
meseleydi. Günümüzde kamuoyunda karşılık
bulan hangi düşüncelerin gerçekten somut bir
şekilde bunlarla ilişkilendirilebileceği incelen-
mesi gereken bir mesele olsa da, Luther’in söz
konusu düşüncelerinin bugünkü İslam algısı
üzerinde önemli bir etkisi vardır.
1...,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54 56,57,58,59,60
Powered by FlippingBook