PERSPEKTİF
• SAYI 229 •
MART 2014
54
Tarih
M
artin Luther ismiyle karşıla-
şıldığında, insanın aklına ilk
olarak onun kiliseye yönelik
eleştirileri ve dindarlığı ile
reform hareketinin sembol
figürü olduğu gelir. Daha az bilinen bir şey ise
Luther’in İslam, daha doğrusu Hz. Muhammed
(s.a.v.) ve Kur’ân-ı Kerîm hakkındaki düşüncele-
ridir. Luther iki güncel ifade ile söylenecek olur-
sa “İslam eleştirisi”nden “İslam düşmanlığı”na
kadar düşüncelerini sürekli bir biçimde dile ge-
tirmiştir.
Luther’in Yaşadığı Dönem
Luther’in çoğunlukla tarihten gelen, sosyo-
politik ve teolojik temelli düşüncelerini kav-
rayabilmek için, her şeyden evvel iki gelişme
dikkate alınmalıdır: Reform ve “Türk tehlikesi”.
Zira ancak bu arka plandan bakıldığında döne-
minin İslam ve Hz. Muhammed (s.a.v.) tasav-
vurları sağlıklı bir şekilde incelenebilir. Bunlar
yine çağdaş tartışmalara hizmet eden bir pro-
jeksiyon perdesi gibi, geç Antik Çağ ve Orta
Çağ tasvirlerinin bir devamı olarak anlaşılabilir.
İslam’a, daha doğrusu Hz. Peygamber’e yönelik
isnatları bugünden bakıldığında açık bir şekil-
de kabalık olarak görülebilmesine rağmen, bu
isnatlar sadece Luther’e ait kötü niyetli uydur-
malar değildir.
Luther tüm hayatı boyunca İslam ve Müslü-
manlarla, dolayısıyla Türklerle ilgilendi. Onları
düşman, Tanrı’nın istediği düzeni yakıp yıkan
ve tanrıtanımaz sapkın kimseler olarak gördü.
Luther’e göre Kur’an –haşa- “yalanlarla dolu bir
kitap” ve Hz. Muhammed (s.a.v.) ise –yine haşa-
Avrupa’da İslam ve Müslümanlara dair çoğu algı oldukça eskilere uzanır. Bu nedenle
sürekli olarak dile getirilen ön yargılı düşüncelerin daha iyi kavranabilmesi için ön
yargıların arka plan ve bağlamlarını tetkik edebilecek bir anlayış geliştirilmesi gerekir.
Köklü İslam Algısı
Martin Luther Örneği
ALI
METE
»
“De Haerisibus”(Zındıkların Kitabı) isimli kitabında
ilk kez Hz. Muhammed (s.a.v.)’den bahseden Orto-
doks Hristiyan Şamlı Yahya (öl. 749) günümüz İslam
algısının da temellerini oluşturan şu ifadelerde bu-
lunuyordu:
“Onlar (Araplar), (Bizans Kralı) Heraclius’un
hükümdarlık zamanına kadar (610-641) putlara
tapıyorlardı. Ama aralarında, Eski ve Yeni Ahit-
lerden derlediği bilgilerle ve Aryan bir keşiş ile
bir arada bulunması sonrasında kendi sapkın
inançlarını yayan,
‘Mamed‘ adında, sahte bir pey-
gamber çıktı. Yaptığı hilelerle daha sonra kendi-
sini halkına Tanrı’dan sakınan biri olarak tanıtıp
inandırmış, gökten de kendine kitap indirildiği
dedikodusunu yaymıştı. Kitabındaki gülünç
öğretileri ile Tanrı’ya nasıl ibadet edileceğini
anlatmıştı.”
Yahya bu ifadeleriyle kısmen günümüze ka-
dar gelen bazı ön yargıları formüle etmiş oldu.