Dünya
52
PERSPEKTİF
• SAYI 234 • EYLÜL / EKİM
2014
Ölümün soluğu, Gazze’deki biz Filistinlilerin
ensesinde. İsrail yaklaşık bir aydır bu açık hava
hapishanesini ve içindeki 1.7 milyon mahkûmu
acımasızca bombalamaya devam ediyor. Çocuk-
larımız harap olmuş evlerin enkazı arasında, iş-
gal edilmiş semamızı saran insansız uçakların ve
savaş uçaklarının seslerine karşı hissizleşmiş bir
şekilde oyun oynuyorlar. Evlerimiz bombalanır ve
çocuklarımız kıyıma uğratılırken ben, İsrail hükû-
metinin dünyaya kendisini savunmasını izledim.
Ancak bugün, siyaset tartışma zamanı değil, onu
işin uzmanlarına bırakıyorum. Ben sadece kendi
hikâyemi anlatmak istiyorum.
Benim hikâyem ailem hakkında. Onu okudu-
ğunuzda biz Filistinlilerin de sizler gibi insanoğlu
olduğumuzu hatırlamanızı istiyorum. Kalbinize
sesleniyor ve sizlere, böyle yaşamak zorunda olup
olmadığımızı soruyorum: Kuşatma altında, toplu
şekilde cezalandırılmış, özgürce onurlu bir yaşam
sürmekten mahrumuz.
20 Temmuz’da teyzem ve ailesi, İsrail’in yüz-
lerce kişiyi öldürdüğü ve yaraladığı bir dizi yıkıcı
saldırı başlatmasının ardından Gazze şehrinin
kuzeyinde bir kenar mahalle olan Şucaiye’deki
evlerinden kaçtı. Teyzem, kocası ve üç kızı ile on-
ların çocukları, Gazze’deki küçük evime geldiler.
Aynı gün, uzun boylu, dikkat çeken yeşil göz-
leriyle 23 yaşındaki kuzenim Salem’e ulaşmaya
çalışıyordum. Onu arıyorduk, ancak cevap ver-
miyordu. Ertesi gün onu bulmak için babasıyla
Gazze’nin en büyük tıp merkezi olan Şifa Has-
tanesi’ne gittim. Çaresizce danıştığım hastane
personeli bize Salem’in orada tedavi olmadığını
söyledi.
Sonraki iki gün boyunca da onu aradık. Ta-
nıdığımız herkesi, ailemizi, tüm arkadaşlarımızı
“Yardımınıza İhtiyacımız Var!”
Kız kardeşim en son haberleri alabilmek için hemen Facebook’a girdi. Haber
akışında sürekli olarak “İsrailli nişancının öldürdüğü genç Filistinli” adlı bir video
paylaşılıyordu. Kız kardeşim oynat tuşuna bastı. Ben, benimle beraber karım ve
Salem’in kız kardeşi bilgisayarın yakınında duruyorduk. Birkaç saniye sonra Sa-
lem’in kız kardeşi bağırdı: “Bu Salem’in sesi!”
MOHAMMAD MAHMOUD
ALQATTAWI
aradık, fakat boşuna. Hiç kimse Salem’in nerede
olduğunu ya da ona ne olduğunu bilmiyordu.
Evdeki ortam gergindi. Salem’in babası gittik-
çe daha umutsuzlaşıyor ve ona kötü bir şey oldu-
ğundan korkuyordu.
22 Temmuz sabah saat 5’te üç saatliğine elekt-
rikler geldi. Hepimiz telaşla cep telefonlarımızı ve
laptoplarımızı şarj etmeye, internete bağlanmaya
çalışıyorduk. Kız kardeşim en son haberleri ala-
bilmek için hemen Facebook’a girdi. Haber akı-
şında sürekli olarak “İsrailli nişancının öldürdüğü
genç Filistinli” adlı bir video paylaşılıyordu. Kız
kardeşim oynat tuşuna bastı. Ben, benimle bera-
ber karım ve Salem’in kız kardeşi bilgisayarın ya-
kınında duruyorduk. Birkaç saniye sonra Salem’in
kız kardeşi bağırdı: “Bu Salem’in sesi!”
Evdeki herkes videoyu görmek için aceleyle
bilgisayarın etrafına toplandı. Salem’den haber
geldiği ve kesinlikle hayatta olduğunu öğrendiği-
miz için odanın içi birden umut, mutluluk ve ra-
hatlamayla dolmuştu.
Gazze’de internet bağlantısı çok yavaş, bu
yüzden izlemeden önce videonun dolmasını bek-
lemeye karar verdik. Birkaç dakika içinde video
yüklendi ve tekrar izlemeye başladık. Biz video-
yu izlerken Salem aniden vuruldu. Oda taştan bir
sessizliğe büründü. Hepimiz, onun sadece yara-
lanmış olması ve videonun geri kalanında, tedavi
için Uluslararası Dayanışma aktivistlerince hasta-
neye götürülüyor olduğunu görmek için dua ettik.
Sadece birkaç saniye sonra Salem’in çaresiz-
ce Şucaiye’deki enkazın ortasında yatarken üç el
daha vurulduğunu dehşetle izlerken bu umut yer-
le bir oldu.
Evde çığlıklar yankılandı. Havayı acı doldurdu.
Hepimiz gözyaşlarına boğulduk. Salem’in anne