Temmuz/Agustos 2014 - page 14

Gündem
PERSPEKTİF
• SAYI 233 • TEMMUZ / AĞUSTOS 2014
14
Fakat Ulusal Cephe’nin başarısında en etkili
unsur, her fırsatta sahiplendiği cumhuriyetçi
retoriğidir. Buna göre Ulusal Cephe kendisini
“Fransa’nın gerçek manada tek laik partisi”
olarak tanımlamakta ve cumhuriyet değerleri-
nin en mükemmeli olan laikliğin sadık ve bü-
yük savunucusu olarak tanıtmaktadır. Burada,
bu laikliğin ne tarz bir anlama sahip olduğunu
sormak gerekir. Ulusal Cephe’nin şiddetle sa-
vunduğu bu ilke, birlikte yaşamı inşa edecek
kapsayıcı bir laiklik anlayışı yerine, kendi gö-
rüşlerini pekiştirmek için kullandığı dışlayıcı
ve ötekileştirici bir laiklik anlayışıdır.
Ulusal Cephe’nin yürüttüğü laiklik tar-
tışmasının arka planında İslam’ın olduğu bir
gerçektir; partinin söylemlerinde İslam’ın
ümmetçi ruhunun Fransa Cumhuriyeti’nin
bireycilik prensibiyle uyuşmadığı fikri ön pla-
na çıkmaktadır. Buna karşın Ulusal Cephe,
Fransa’nın köklerini, yani Hristiyan değerle-
rini savunmakta, böylece dillendirdiği İslam
karşıtı laik cumhuriyetçilik vurgusunun farklı
kesimler tarafından benimsendiği görülmek-
tedir. Örneğin eşcinsel evliliklere karşı çıkan
katı Hıristiyanlarla (Rigoristler) eşcinseller,
İslam karşıtı laik cumhuriyetçilik söz konusu
olduğunda aynı görüşleri paylaşmaktadır. Bir
başka deyişle farklı uç kesimlerin Ulusal Cephe
çatısı altında birleşebildiğini ifade edebiliriz.
Arka planda Müslümanları hedef alan söy-
lemin ilk basamağı ise göçmenlerdir. Göçmen-
lerin ülke için “sorun” olduklarını her fırsatta
tekrarlayan Ulusal Cephe’ye göre göçmenler
Fransa’da oldukları müddetçe ekonomik çö-
küntü devam edecektir. Bu politikada Fran-
sa’nın başını ağrıtan sorunların hep dış odaklı
olduğu fikri yaygınlık kazanmaktadır. Bu söy-
lemin, işçilerin yüzde 29’u tarafından destek-
lendiğini 2012 Cumhurbaşkanı Seçimleri de
göstermiştir. Bu seçimler sonucunda Ulusal
Cephe aynı zamanda “ülkenin ilk işçi partisi
olduğu” iddiasında bulunmuştur.
Ulusal Cephe’nin göç ve göçmen sorun-
larının etnik ve kültürel boyutlarına sürekli
vurgu yapması masumca değildir. Üstelik bu
göçmenler Müslümanlarsa durum daha da cid-
di boyutlara ulaşmaktadır: Bu zihniyete göre
“Müslümanlar Avrupa ve Fransa kimliği için
birer tehdittirler” ve Müslümanların kamusal
alandaki görünürlüklerine atıfla “Müslüman
istilasına” karşı laiklik can simidi olarak gös-
terilmiştir. Bu bağlamda Ulusal Cephe, Müslü-
manlığın, görüntü ve dinî pratikler sebebiyle
Cumhuriyetin göz bebeği olan laiklikle uyuş-
madığı fikrinden yola çıkarak İslam’ın redde-
dilmesi gerektiğini savunmaktadır.
İslam’ı reddetmek demek Müslümanların
her türlü görünürlüklerinin de karşısında dur-
mak anlamına gelmektedir. Müslümanların
ibadethane istekleri, İslami kitabevleri, helal
kesim yapan kasaplar, okul kantinlerinde helal
et talepleri, sünnet ve başörtüsü birçok Avru-
pa ülkesinde olduğu gibi Fransa’da da tartışma
konusu olmaya devam etmekte; Müslümanla-
rın görünürlükleri Fransa toplumunda gün-
demden düşmemektedir.
Bu çerçevede bir türlü tükenmeyen özel
alan/kamusal alan tartışmaları yapılmaktadır.
Örneğin Fransa, söz konusu olan 2 bin kadın
için kamusal alanda burka yasağını kanunlaş-
tıran ilk Avrupa ülkesi olmuştur. Bu tür yasak-
lar dalga dalga yayılıp bütün Avrupa ülkelerin-
de yankı bulmaya devam etmekte, Belçika’da
burka yasağı, İsviçre’de minare yasağı gibi
yasaklar getirilmektedir. Yine geçtiğimiz gün-
lerde Fransa’da Yargıtay, başörtüsü sebebiyle
çalıştığı özel kreşten atılan Fatıma Afif dava-
sında iş yerini haklı bulmuştur.
Her platformda temel hak ve özgürlükler
vurgusu yapan Avrupa, Müslümanlar söz ko-
nusu olduğunda çifte standart yolunu ter-
cih etmektedir. Müslümanların din ve vicdan
özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlükleri; laik-
lik ilkesi ya da güvenlik meseleleri öne sürüle-
rek yasaklayıcı, kısıtlayıcı ve dışlayıcı tutumlar
sergilenmektedir. Bu durum da ayrımcılıklara
meşruiyet kazandırmaya devam etmektedir.
Günümüzde İslami sembol ve değerlere
saldırma ya da İslam düşmanlığı sadece ırkçı
ve aşırı sağ partiler tarafından yapılmamakta-
dır. Merkez sol ve sağ partiler de benzer tutum
ve söylemlerle Avrupa’nın “İslamlaşması”na
karşı olduklarını her platformda dile getir-
mekte, bu mesajla ırkçı ve aşırı sağ partilerin
seçmenine göz kırpma niyetlerini ortaya koy-
maktadır.
1...,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13 15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,...68
Powered by FlippingBook