ÜmmetMozaiği
56
PERSPEKTİF
• SAYI 230 •
NISAN 2014
1877-1878 Osmanlı-Rus Sava-
şı’nın ardından Bulgaristan Türkleri,
uzun süredir yaşadıkları topraklarda
ilk kez azınlık durumuna düşerler. Bu
tarihten itibaren kimileri can ve mal
güvenliklerinin sağlanamayışı sebe-
biyle Türkiye’ye dönerken, kimileri
de Bulgaristan’da artan milliyetçili-
ğe, azınlıklara karşı uygulanan sert
yıldırma politikalarına rağmen ülke-
de kalmaya devam ederler. Göç dal-
gası, 1989’da da tekrarlanır, Bulgar
ulusunu oluşturmak adına körükle-
nen milliyetçilik, en acımasız yüzü-
nü ülkedeki azınlıklara karşı gösterir.
Buna karşın Bulgaristan Türkleri de
bir asırdır, Türkiye’ye savrulmak ile
atalarının topraklarında kalmak ara-
sında gidip gelirler.
Bu talihsiz durum çok gerilerde
kalmış gibi görünse de, şu anda da
ülke, Müslümanlar için yeterli öz-
gürlük alanını açabilmiş değil. Artan
milliyetçilikle kendisini azınlıklara
karşı gösteren düşmanlık bu toprak-
larda etkisini hâlâ sürdürüyor.
Yambol’dan Bir Ses: Aslan Ailesi
Ülkede hissedilen kısıtlayıcı at-
mosfere tepki için olacak, “Burada
Müslüman olarak yaşamak çok zor.”
diyor 36 yaşındaki Sabahattin Aslan.
Kuşaklardır Bulgaristan’da yaşamış
olan Aslan ailesinin reisi Sabahattin
Aslan, Bulgaristan’da Müslüman ol-
mayı ve bununla birlikte gelen sıkın-
tıları bizimle paylaşırken rahatlıyor;
uzun süredir anlatılmayan dertleri
gün yüzüne çıkıyor.
Komünizm esnasında ve sonra-
sında azınlıklara uygulanan kültür ve
din kaynaklı asimilasyon politikaları
burada yaşayan Türklerden çok şey
alıp götürmüş. Bunlardan biri de dil-
leri. Bulgaristan’ın bazı bölgelerinde
dillerini tamamen unutmuş Türkler
yaşıyor. Komünizm döneminde uy-
gulanan baskılar, yasaklar ve cezalar-
la yoğun bir Bulgarlaştırma politikası
uygulanmış Türkler üzerinde.
Dünyanın giderek küçük bir köy
hâline gelmesiyle kültürel kimlik-
lerde kendisini gösteren çözülme ve
melezleşmenin de Bulgaristan’da
yaşayan Müslümanların başkalaş-
masında etkili olduğu açık. Aslan
ailesinin yaşadığı, başkentten 300
kilometre uzaklıktaki Yambol şehri,
dışa kapalı yapısı sebebiyle henüz
bu değişimin görünmediği yerlerden
bir tanesi. Yambol’da yaşayan Müs-
lümanlar, Edirne’ye kardeş şehirde
yaşamaları hasebiyle sık sık Türkiyeli
Müslümanlarla diyalog içinde ol-
muşlar; böylece dillerini ve dinlerini
ülkedeki diğer şehirlere kıyasla mu-
hafaza edebilmişler.
İki çocuklu Aslan ailesi geçim-
lerini işportacılıktan sağlıyor. “İyi
kötü karnımızı doyuruyoruz.” diyor
Seher Aslan. Eğitimsizlik ve baskıla-
rın ufukları daraltması nedeniyle iyi
tabirle aza kanaat etmeye, diğer bir
deyişle beklentisiz yaşamaya alışmış
insanlar Yambol halkı.Aileninmaddi
durumu şehir halkının genel duru-
mu gibi oldukça kötü. Seher Hanım,
“Varsa yiyoruz, yoksa yemiyoruz.”di-
yor. Bu sıkıntılı ekonomik durumdan
bıkan Bulgaristan Türkleri ülkenin
genelinde yaygın olan trende uyarak
diğer Avrupa ülkelerine göç ediyor-
lar. Sabahattin Aslan da bu durum-
dan ötürü yakın zamanda Londra’ya
işçi olarak gitmeyi planladığını belir-
tiyor.
Romanlar, Ermeniler, Rumlar ve
Ulahlarla birlikte azınlık olan Türk-
lerin eğitim almalarını zorlaştıracak
eğitim politikalarından Aslan ailesi
de nasibini almış durumda. Mahal-
leler, Türk ve diğer mahalleler olmak
üzere bölümlere ayrılmış. Türk ma-
hallesinde yaşayanlar, bulundukları
muhitte kısıtlı şartlarda eğitim veren
okullara gidiyorlar. Bulgaristan’day-
ken birçok gencin, liseyi bitirmiş ol-
malarına rağmen doğru düzgün bir
eğitim almadıklarını, okuma-yaz-
mayı bile zar zor becerebildiklerini
ve bu nedenle gelecek beklentileri-
nin olmadığını üzüntüyle görmüş-
tük. Gençler, eğitim alanında terk
edilmişlerdi. Üniversite planları bir
Aslan ailesinin yaşadığı Yambol’da camiler
sadece ramazan aylarında ibadete açılıyor.