Nisan 2014 - page 58

ÜmmetMozaiği
58
PERSPEKTİF
• SAYI 230 •
NISAN 2014
duğumuzda Sabahattin Aslan’ın an-
lattıkları bu konuda çarpıcı örnekler
sunuyor bize: Cenazelerin başında
mumlar yakılıyor. Cenaze evde yıka-
nıyor ve insanlar cenazeyi evde ziya-
ret ediyor. Cenazenin başında ilahi
benzeri çeşitli türküler söyleniyor ve
Kur’an okunmuyor. Mezar taşlarının
neredeyse tamamında merhumların
fotoğrafları yer alıyor.
Müslümanların
inançlarından
bu kopuşlarını, “günah” kavramının
algılanışında da görmek mümkün.
Müslümanların çoğunda İslami bir
hassasiyet yok. Birçok aile, doğum
günleri, sünnet düğünleri, evlilik tö-
renleri gibi özel günlerde, kendileri
içmese bile alkol ikram etmek zorun-
da kaldıklarını belirtiyorlar. Örneğin
baş sağlığı dilemek için gittiğimiz
bir evde bulunan 50’ye yakın erke-
ğin sarhoş olduğunu ve alkol almaya
devam ettiklerini görmüştük. Elbette
herkesin alkol konusundaki tutumu-
nun kendi tercihi olduğunu belirt-
meye gerek yok, fakat belirtilmesi
gereken, Müslümanların bu konuda
herhangi bir “bilgileri” olmadığı.
Burada dikkat çekmek istediğimiz
şey, örneğin Varna’da din görevlisine
gelip, “Ben kadın ve esrar pazarlıyo-
rum.” diyerek imamın kendilerini af-
fetmesini isteyen insanların olması.
Bu konulardaki cehalette en bü-
yük etken Komünizm dönemindeki
dinî baskılar. O dönem devletin ata-
dığı din görevlilerinin halka anlattığı
saptırılmış dinî bilgiler halkı müthiş
bir cehalete sürüklemiş. Aynı baskı-
lar Hristiyan cemaate de uygulanmış
olmasına rağmen ülkeye gelen mis-
yonerler Hristiyanların dinî hassasi-
yetlerini kaybetmemeleri için canla
başla çalışmışlar. Öte yandan Müslü-
man cemaat bu süreçte hiçbir destek
görmemiş, bilakis Bulgar makam-
larının atadığı görevliler tarafından
öğretilen yanlış bir din tasavvuruy-
la baş başa kalmışlar. Pek çok batıl
inancın (örneğin, cami bahçelerinde
mumlukların bulunması ya da ima-
ma Kur’an okuttuktan sonra imamın
Müslümanlarla komşuları ara-
sında sorunlar olmasa da iş dünya-
sında durum hiç böyle değil. Kazancı
yüksek işlere Türklerin girmesine
pek izin verilmiyor. Konuştuğumuz
ailelerden birkaçı, Yambol’daki iki
kablo fabrikasına başvurduklarını,
ama işe alınmadıklarını söyledi. Bu
durumun etnik ya da dinî aidiyetle-
riyle alakalı olduğunu düşünüyorlar.
Aileler arasında ayrımcılık hikâyeleri
dolaşıyor sıkça: “Sofya’da avukatlık
yapmaya çalışan yeğenim, seneler-
dir doğru dürüst bir iş bulamadı.” ya
da “Üniversite okuyan Bulgaristan
Türklerini eğitim aldıkları alanlarda
çalıştırmazlar.” gibi... Müslümanlar
arasında yaygın olan işsizliğin, ül-
kenin içinde bulunduğu ekonomik
darboğazla mı, yoksa ayrımcılıkla mı
alakalı olduğu ise cevabı aranması
gereken sorulardan.
Türk ve Bulgar toplumu, aradaki
yüksek duvarlara rağmen kültür ve
âdet olarak zaman içinde birbirlerine
benzemişler. Cenaze ritüellerini sor-
Emni Balçık Camii, Bulgaristan’da ayakta kalabilen sayılı camilerden birisi.
©
Flickr.com/ KLMircea
1...,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 59,60,61,62,63,64,65,66,67,...68
Powered by FlippingBook