Background Image
Previous Page  35 / 68 Next Page
Basic version Information
Show Menu
Previous Page 35 / 68 Next Page
Page Background

35

KASIM

2014 • SAYI 235 •

PERSPEKTİF

*Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi

olan Prof. Dr. Ahmet Özel’in ağırlıklı araştırma alanları İslam

devletler hukuku (savaş, barış, cihad), gayrimüslimler, ülke

ve vatandaşlık gibi konulardır.

duğunun aksine Birleşmiş Milletler ve diğer

uluslararası sözleşmeler çerçevesinde karşılıklı

ilişkilerde barışı, devletlerin eşitlik ve egemen-

liğini, siyasi bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü-

ne saygıyı esas kabul etmektedirler. Bu sebep-

le zamanımızda yabancı ülkeleri kendileriyle

savaş hâlinde bulunulan ülkeler gibi mütala

edip “dârülharp” diye adlandırmak mümkün

değildir. Birçoğunda Müslümanların önemli

bir nüfusa sahip olduğu, serbestçe mülk edi-

nebildikleri, İslam’ı tebliğ edebildikleri, hat-

ta belediyelere ve parlamentolara seçilip ülke

yönetiminde söz sahibi oldukları ülkeler için,

eğer mutlaka klasik terminoloji içinde bir ta-

nım gerekirse bunlara ancak dârüssulh (dârül-

müvâdea, dârülemân) denilebilir. Çağdaş bazı

ilim adamları da bu ülkeler için dâru’d-da’ve ve

dâru’l-emân gibi tabirler kullanırlar. Fukaha bu

konudaki hükümleri ortaya koyarken bugün-

kü gibi uluslararası bir sözleşme çerçevesinde

devletlerin birbirlerinin egemenlik ve toprak

bütünlüğüne saygı gösterdikleri ve karşılıklı

ilişkilerde barışı esas aldıkları bir durum mev-

cut olsaydı, bu adlandırma ve tanımlar yerine o

duruma uygun başka isimleri tercih edecekleri

şüphesizdir.

Bugün artık siyasi ve hukuki açıdan oldu-

ğu gibi dinî bazı konularda da işlev ve önemi

büyük ölçüde azalan dârülislam-dârülharp

ayrımını ve ülkeleri bu şekilde adlandırmanın

günümüz açısından ne derece isabetli olduğu-

nu tartışmak gerekir. Bu ayırım yerine mevcut

uluslararası siyasi, hukuki ve ticari ilişkiler ya-

nında günümüzde İslam ülkelerindeki siyasi ve

hukuki yapılanmalar, gayrimüslim dünyada ge-

rek ihtidalarla gerekse iş ve eğitim amacıyla ve

hatta bazı İslam ülkelerindeki baskıcı yönetim-

lerden kaçmak suretiyle gerçekleşen göçlerle

giderek artan Müslüman nüfusun durumu bir

bütün hâlinde ele alınarak bu kavramlar tek-

rar gözden geçirilmeli ve kavramlar konusunda

yeni fikirler geliştirilmelidir.