53
MAYIS 2014 • SAYI 231 •
PERSPEKTİF
Avrupa’nın yedi farklı şehrinde ya-
şayan Somalili insanların hayatları-
nın anlatıldığı “Somalilerle Tanışın”
isimli on dört hikâyeye ulaşmak
için:
Bu çalışmadan önce Avrupa’daki göçmenlerin
hayatına dair ilginiz var mıydı?
Sri Lankalı Tamil toplumuyla ilgili devam et-
mekte olan, Sri Lanka’daki iç savaşı ve hayatta
kalanların üzerindeki etkilerini konu alan “The
Vanni” adlı bir projeye başlamıştık; “Somalilerle
Tanışın” araya girmiş oldu.
Bu projeyle ilgili bize katkıda bulunanların
çoğu, göçmenler ve sığınmacılardır. Dünyanın
görmediğimiz bir köşesini terk etmiş ve bizimle
aynı yerde yaşamaya başlamış, çok da tanımadı-
ğımız bir grupla mülakat yapmak enteresan bir
şey. Bu grupların ortak noktaları tabii ki var: Her
göçmen farklı bir kültüre alışmak, dil engeliyle
başa çıkmak ve bambaşka yeni bir hayata adapte
olmak zorunda. Somali toplumu söz konusu ol-
duğunda bu söylediklerimizin yanı sıra ön yargı
ve dışlamayı kışkırtan Müslüman olma meselesi
var.
Somalililerle ilgili edindiğimiz bir izlenim çok
keyifli, esprili ve eğitime değer veren zeki insan-
lar olmaları. Karşılaştığımız insanlar, her gün
medyada yansıtılan portrelerden gerçekten çok
uzaktı. Şaşırmadık; çünkü böyle insanlarla karşı-
laşacağımızı, daha önce Tamil toplumuna dahil
olan, “terörist” olarak damgalanan LTTE askerle-
riyle yaşadığımız tecrübemizden hareketle zaten
biliyorduk.
Somalili mülteciler Avrupa’nın sığınmacı politi-
kasından en çok etkilenen insanlar. Avrupa ülkele-
rinin, sığınma politikası hakkında ne düşünüyorsu-
nuz?
Çoğu Batı ülkesi oldukça sıkı kurallara sahip.
Bugün dünyada, çatışma hâlinde ve sıkıntı içinde
olan ülkelerden göç etmek zorunda kalan halklar,
belli ki önümüzdeki yıllarda çok daha büyük bir
mesele olacak. Burada,mülteciler ve sığınmacılar
konusunda çok daha ciddi bir uluslararası işbirli-
ğine ihtiyaç var; ancak görünüşe göre tam tersi
bir biçimde, insanlar gittikçe büyüyen mülteci
kamplarına terk ediliyorlar.
Politikacılar, kamu görüşünü baz alarak siya-
set yaparlar ve kamu görüşü de genellikle med-
ya tarafından belirlenir; medyada da göçmenler
hakkında olumlu bir tablo çizilmez. Çizgi ro-
manlarımızın, göçmenlerle girilecek diyaloglara
olumlu bir katkıda bulunmasını umuyoruz.
Bentley Road’dan eve doğru yürüyordum. Hiçbir şey
yokken polisler birden yolumu kesti.
Müzik dinliyorum, geldiklerini bile geç fark ettim. Beni birden bire
duvara yasladıklarında anladım durumu.
Yüreğim ağzıma gelmişti!
Kulaklıklarım hâlâ kulağımda olduğu için kulağımın dibinde bağırarak
neler söylediklerini de anlamadım.
Ellerini duvara koy! Ellerini
hemen duvara koy!
Zenci bile değilim ben.
Yarım saat önce bir saldırı olmuş burada. 1.70
boylarında, siyah ceketli zenci biri.
Zekilik yapma, beceremiyorsun işte.
Nerden geliyorsun bakalım?
Çantanda ne var?
Fizik kitabım var,
dersteydim.