Dünya
54
PERSPEKTİF
• SAYI 231 •
MAYIS 2014
Çin ve Hui Müslümanları
ZEYNEP HALE EROĞLU
SAĞER
»
Bugün Çin’in kuzeybatısında Sincan
olarak bilinen ancak Doğu Türkistan
olarak adlandırılan otonom bölgede
Müslüman Uygur Türkleri yaşıyor. An-
cak Uygur Türklerinin yanında bugün
Çin’de devlet tarafından tanınmış do-
kuz farklı etnik grup da İslam dinine
mensup. Kazaklar, Kırgızlar, Özbek-
ler, Tatarlar, Salarlar; Farsça konuşan
Tacikler; Moğol kökenli Dongxiang
(Donşian) ve Baoan halkları ve “Çin-
li Müslümanlar” olarak tanımlanan
Hui’ler Çin’de yaşayan diğer Müslü-
man gruplar arasında bulunuyor ve
köklü tarihleriyle dikkat çekiyorlar.
Çin’in İslam ile ilk kez tanışması 7. yüzyıl-
da, Arap tüccarlar vasıtasıyla olmuştur. O dö-
nemde Muson rüzgârları doğuya eserken Çin’e
gelen Arap tüccarlar rüzgârlar ters yönde es-
meye başlayana kadar Çin’in sahil şehirlerin-
de kalmış ve hatta burada Çinli hanımlarla
evlenip aile sahibi olmuşlar. Çin’in Quanzhou
(Çüenco) ve Guangzhou (Guanco) gibi sahil
şehirlerinde bu erken döneme ait camilere ve
mezar taşlarına rastlamak mümkündür. Qu-
anzhou’da adı Çince Qingjing (Çincin) Camii
olarak bilinen, 11. yüzyılda inşa edilmiş ve dö-
nemin Arap mimarisinin özelliklerini taşıyan
Ashap Camii bunlardan biridir.
Her ne kadar bugün tarihî kaynaklar Pey-
gamber Efendimiz (s.a.v.)’in anne tarafından
akrabası olan Sa’d bin Ebî Vakkas’ın Medi-
ne’de vefat edip orada gömüldüğünü söylese
de, Çinli Müslümanlar onun Tang Hanedanlığı
döneminde Çin’e İslam’ı yaymak amacıyla ge-
lip Çin’in güneydeki Guangzhou şehrinde ya-
şadığına ve yine burada vefat ettiğine inanır-
lar. Bu bağlamda Guangzhou’daki Huaisheng
(Huayşen) Camii’nin de Sa’d bin Ebî Vakkas
tarafından yaptırıldığı rivayet edilmektedir.
Daha sonraki yıllarda Müslüman olmuş
Türkler ve İranlılar da İpek Yolunu takip ede-
rek gerek ticari gerekse dinî sebeplerle Çin’e
gelip buraya yerleşmişlerse de, Müslümanların
Çin’de ciddi bir nüfus oluşturmaları 13. yüzyıl-
da Çin’in Moğol hakimiyetine geçmesi sonra-
sında olmuştur. Pax Mongolica olarak bilinen
bu dönemde Asya’nın büyük bölümü Moğol
hâkimiyetinde olduğu için göreceli olarak yol-
lar daha güvenli bir hâle gelmiş, bu da Asya
Müslümanlarının Asya’nın doğusu ile batısı
arasında daha kolay seyahat edebilmelerini
sağlamıştı. Ayrıca Moğol hükümdarları farklı
bölgelerden sanatçı ve zanaatkârları hâkimi-
yetleri altındaki bölgelere davet ederek ulusla-
rarası kültürel bir etkileşimin önünü açmış, bu
bağlamda dönemin özellikle astronomi ve tıp
alanında en gelişmiş bilim adamları arasında
yer alan birçok Müslüman gök bilimci ve he-
kimi Çin’e yerleştirmişlerdir. Bu bilim adam-
larından örneğin İranlı Cemaleddin, Çin’de bir
gözlemevi kurulmasında ve sahih bir takvimin
oluşturulmasında önemli rol oynamıştır.