49
MAYIS 2014 • SAYI 231 •
PERSPEKTİF
bir oturum yapıldı. Mahkemeden çıkan karar,
entrikalarla dolu işlevsiz ve git gide kontrolden
çıkan yargı sistemini gözler önüne sermiş oldu.
Müslüman Kardeşler liderlerini ve Mursi’yi
savunan avukat Nabil Abdel Salam, yürütülen
operasyonun tam bir safsata olduğunu söy-
lemişti. İnsan Hakları Çalışmaları Enstitüsü
Kahire Başkanı Mohamed Zaree ise, “Hukuk
tarihinde en kısa sürede en fazla kişinin ida-
ma mahkûm edildiği bir dava bu.” yorumunda
bulunmuştu ve şöyle eklemişti: “Bu karar tam
bir facia. Mahkemenin ikinci oturumunda ka-
rar vermek, ya hâkimin savunmaları dinleme-
diği ya da delillere bakmadığı anlamına gelir.
Hukuk Fakültesi ikinci sınıfa giden bir öğrenci
bile böylesi bir kararın, ceza hukukuna aykırı
olduğunu bilir.”
Avukatlar, hâkimin davayı iki oturumdan
sonra kapattığını ve davalıların savunmasını
ise reddettiğini dile getirmişti. Hatta avukat-
lardan biri, bizzat kendisinin ve arkadaşlarının
ikinci oturuma katılmaktan bile alıkonuldu-
ğunu söylemişti. Minye’deki ofisinde konuşan
avukat, “Müvekkillerimizi savunacak vakit ta-
nımadılar bize. Bu, yargı sistemine hakarettir.”
demişti.
Savunma avukatları sürecin tamamıyla
yasadışı olduğunu dile getiriyordu. Savunma
konseyinden Adel Aly, “Avukat olarak hayatım-
da böyle bir şeyi ne gördüm ne de duydum.” di-
yor. Bir başka avukat Ahmed Shabeeb ise şöyle
anlatıyor: “Hâkimin kararı, anayasa ve kanun-
ların teminat altına aldığı tüm hakları ihlal
ediyor.”
Avukatların yaptığı ortak açıklamaya göre
mahkeme birçok avukatın oturumlara katılma-
sını dahi engellemiş. Sanıklardan birinin aynı
zamanda akrabası olan avukat Walid, Reuters
haber ajansına süreçten şöyle bahsediyor:
“Dava sadece prosedürden ibaret. Hâkim avu-
katları dinlemiyor; tanıkları, sanıkları çağır-
mıyor bile. Sanki mahkemede değil de bir grup
haydudun karşısındaydık.”
Kararı veren hâkimin vermiş olduğu şiddetli
hükümlerden ötürü kötü bir ünü var ve uzun
süredir Minye şehrindeki tek güç olarak görü-
lüyor. Neredeyse otuz yıldır aynı mahkemede
aynı koltukta bulunuyor. Minye şehri Avukatlar
Birliği Başkanı Tareq Fouda, “Hâkim Minye’de
sert kararlarıyla meşhur, hırçın birisi olarak
biliniyor.” diyor. Nihayetinde alınan karar yal-
nızca hukukçuları değil, Müslüman Kardeşler’e
eleştiri getirenleri bile şaşkınlığa düşürmüştü.
Yerel basına göre hâkimin, çelişkili kararlarla
dolu bir tarihi var; vermiş olduğu en son ka-
rarlardan biri geçtiğimiz yıl ocak ayında, 2011
devriminde protestocuları öldürmekle suçla-
nan bir polis memurunu suçsuz bulması idi.
Uluslararası insan hakları kuruluşları da da-
vaları, müdahalelerle yerle bir olmuş ve yanlış
hukuki uygulamaların ayyuka çıktığı Mısır’da
her gün gerçekleşen onlarca davadan biri ola-
rak tanımladı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Birimi, davanın uluslararası hukuku ihlal eder
nitelikte olduğu kanısında. BM İnsan Hakla-
rı Birimi sözcüsü Rupert Colville “Yalnızca iki
günde 529 insanın idam kararının alındığı bir
mahkemenin, duruşma için gerekli temel şart-
ları sağlamış olma ihtimali yoktur.” demişti.
İnsan hakları organizasyonları, dava ile darbe-
ye karşı olan insanlar üzerinde baskının arttı-
rılmasının sinyallerinin verildiğini söylüyor.
Uluslararası Af Örgütü idam cezalarının “Mı-
sır’ın yargı sisteminin eksikliklerini çok sert bi-
çimde gösteren bir örnek olduğunu ve son dö-
nemde yalnızca Mısır’da değil dünya genelinde
aynı anda verilmiş en kapsamlı karar” olduğu
yorumunda bulundu ve mahkeme kararının ip-
tal edilmesini teklif etti. Müslüman Kardeşler
ise “kararın Mısır devrimini bastırmak isteyen
ve vahşi bir yönetim kurma niyetinde olan dar-
be komutanlarının yozlaşmış yargı sistemini
kullandıklarının bir delili” olduğunu söylüyor.
İdam cezaları, Mısır’da darbe sonrasındaki
Mursi destekçilerinin öfkesi ve intikam heve-
si ile Mursi’yi iktidara getiren adil seçimlerin
meşruiyetinin bir harman oluşturduğu man-
zarayı gözler önüne serdi. Diğer yanda ise 3
Temmuz’dan beri Rabia Meydanı’nda protesto
gösterilerine katılan silahsız binlerce kişinin
ölümünden sorumlu olan polis teşkilatından
bir kişinin bile sorgulanmadığı gerçeği var. Ço-
ğunluğun kanaati, mahkeme kararının siyasi
bir mesaj olduğu yönünde; Müslüman Kardeş-
lere ve destekçilerine gönderilmiş sert bir me-
saj.