62
ÜmmetMozaiği
PERSPEKTİF
• SAYI 231 •
MAYIS 2014
okuluna mı gönderecekleri konu-
sunda hayli düşünmüş. “İslami
eğitim yalnızca 40 dakikalık ders-
te verilecek bir şey değil.” diyen
Sevinci Hanım, çocukların Romen
okullarına gitmesi gerektiği kana-
atine varmış. Romen okullarına
giden çocukların İslami eğitimi de
başta aile içinde olmak üzere haf-
ta sonu kurslarıyla telafi ediliyor.
Romen okullarında birinci sınıf-
tan üniversiteye kadar tüm sınıf-
larda haftada bir saat zorunlu din
dersi mevcut. Müslüman çocuklar
ise zorunlu olan bu din dersle-
rinden, verilen özel bir dilekçey-
le muaf oluyor. Gemaleddin çifti,
çocuklarının bir vakıfta cumarte-
si günleri takip ettikleri Arapça,
Fıkıh, Hadis ve Kur’an derslerine
aşırı özen gösteriyor. Çocukların
küçük yaşta düştükleri en büyük
hata, okullarında ya da başka yer-
lerde yediklerine pek dikkat etme-
meleri oluyor. “Zamane çocuğu”
olmanın yanı sıra gayrimüslim bir
ülkede büyüyor olmaktan kaynak-
lanan zorluğu üstlenmek tabii ki
aileye düşüyor.
Büyüklerin dahî sosyal hayata
girmekte sıkıntı yaşamadığı bir
ülkede çocuklar için herhangi bir
sıkıntı söz konusu değil. Sınıfla-
rında, Müslüman olan tek çocuk
olmaları da bu durumu değiştir-
miyor. Ne öğretmenleriyle ne de
arkadaşlarıyla herhangi bir sorun
yaşamıyorlar. Gemaleddin çifti-
nin, okumayı çok seven 12 yaşın-
daki kızları İman Belkıs şair ve
yazar olmak istiyor. Hatta yakın
zamanda Romence Olimpiyatla-
rı’na katılacak. 8 yaşındaki ikizler
Yusuf ve İsmail’in başarılı olduk-
ları alan ise Matematik.
Sabah evden ilk çıkan ailenin
babası Demirel Bey oluyor. Sonra-
sında çocukların okula gitmeleri-
nin ardından Sevinci Hanım evde
kalıyor. Rutin işlerinden sonra
kalan vaktinde, yeni Müslüman
olanlara yönelik hazırlanan bir
halkının Müslümanları tabii birer
yurttaş olarak görmediklerini ifa-
de ediyor. Örneğin Sevinci Hanım,
Romanya devletinin Müslümanla-
rın haklarını koruyor olmasından
ziyade başka bir şeye dikkat çeki-
yor. “Başörtülü biri olarak, bir yere
girdiğimde ilk dikkat çeken, ben
oluyorum; ama aslında bu normal
bir durum. İlk dikkat çeken ben ol-
mama rağmen hiç bir sorun yaşa-
madım. Merakından soru soranlar
tabii ki oluyor; fakat biraz konu-
şulduğunda anlaşılmayacak bir
nokta kalmıyor.” diye anlatıyor. Bu
tür konularda insanların merakla-
rının daha rahat giderilmesinde,
Romanya’nın zaten genel anlam-
da dindar bir toplum olmasının
payı göz ardı edilmemeli.
İman Belkis, 5. sınıfa gidiyor;
Yusuf ve İsmail ismindeki ikizler
de 2. sınıfa gidiyor. Sevinci Hanım
ve Demirel Bey, çocukların okul
çağı geldiğinde, onları Türk ya
da Arap okuluna mı yoksa Romen