Dünya/Söyleşi
52
PERSPEKTİF
• SAYI 231 •
MAYIS 2014
“Somalililerle Tanışın!”
“Somalililerle Tanışın” (Meet the So-
malis), insan haklarıyla ilgili edebi
içerikli çizgi romanlar üreten Positive-
Negative ismi oluşumun bir projesi.
Oluşumun çizgi romanlarında genel-
likle çatışma, göç ve iltica gibi karma-
şık meseleler ele alınıyor. Hikâyelerini
Avrupa’nın en büyük sorunlarından
biri olan mülteci konusundan edinen
Benjamin Dix ve Lindsay Pollock ile
görüştük.
Bu tarz bir çalışmayı ortaya çıkarmaktaki moti-
vasyonunuz neydi?
Open Society Foundation (OSF), “Avrupa’da
Evimizde” (At Home in Europe) projesi kapsamın-
da Avrupa’daki Somali toplumuyla irtibata geçip
bu toplumu, çevreyle ilişkileri, entegrasyon, sağlık,
eğitim, kültür gibi alanlarda takip ediyor. Birkaç
ay önce OSF, yedi Avrupa şehrini kapsayan, prob-
lemleri, başarıları ve ileriye yönelik siyasi teklif-
ler içeren detaylı bir rapor serisi yayınladı. Biz de
PositiveNegative adıyla, söz konusu raporlardaki
temaları yansıtan ve genel kitleye bu raporlardaki
verileri ulaştırabilecek çizgi roman serisi üretme
görevini üstlendik.
Somali toplumunun, son derece ciddi ön yargı
ve şüphelere maruz kaldığını biliyorduk ve net bi-
çimde görmüş de olduk. Bu proje aslında, mülakat
yaptığımız sıradan Somalililere, kendilerini ifade
etme imkânı da vermiş oldu. Çoğu kişi, tanınan
bu fırsatı, topluluklarına yönelik ön yargıların ta-
mamen yanlış olduğunu gösterircesine nezaketle
kullandı. Amacımız, Somali diasporasını etkileyen
meseleleri yansıtırken Avrupa’da yaşayan Somali
halkını, kendi görkemli yalnızlıkları içerisinde de
göstermekti. Görüştüğümüz kişiler arasında öğ-
retmen olan, sivil hizmetlerde çalışan, ticaret ya-
pan anneler, babalar ve çocuklar vardı.
Söyleşiler esnasında neler hissettiniz?
Biz, okuyucunun sanki yan odadaymış gibi ve
Somalili komşularıyla çay içmeye oturmuş gibi
hissetmelerini istedik. Esasen bizim söyleşi ya-
parken elde ettiğimiz tecrübe buydu. Yedi Avrupa
şehrinde insanların evlerine ve iş yerlerine davet
edilmek ve hayatları hakkında sorular sormak
aslında bize sunulmuş büyük bir ayrıcalıktı. Er-
kekler, kadınlar, genç yaşlı, ilk ve ikinci nesil So-
malililer... Bu topluluktaki çeşitliliği ortaya koyan
ifadelerden bir bütünlük oluşturduk. Ayrıca süreç
boyunca durmadan ev yapımı lezzetli samosalara
maruz kaldık, bu da işimizin ikramiyesiydi.
Gerek iş adamı olsun, gerek lise öğrencisi veya
evsiz bir sığınmacı olsun, konuştuğumuz Somali-
liler samimi ve açık sözlüydüler. Konuşmalarımız-
da konu sürekli suç, dinî aşırılık ve yasadışı göçe
odaklanıyordu. Röportajları yaparken duygusal
anlar yaşadığımız da oluyordu. Birinci ve ikinci
nesil göçmenler arasındaki ilişkiye dair sürekli
tekrarlanan ifadeler vardı. Somali’de doğmuş olan
pek çok ebeveyn, kendi çocuklarının toplumun dı-
şında büyümesine seyirci kalmayı acı verici bulu-
yor. Çoğu Somalili, ülkelerine dönmeyi hayal etse
de, kendi ülkelerinde devam etmekte olan istik-
rarsızlık sebebiyle bunun mümkün olmadığını da
biliyor. Çocuklar yani gençler arasında bağlar daha
zayıf oluyor ve birçok aile, farklı ülkelere dağılıyor.
Belki de insanı en çok üzen, tamamiyle bir be-
lirsizlik içerisinde kalan sığınmacılar. Somali’deki
tehlikeye geri mi dönecekler yoksa sığınma mer-
kezlerinde işlemde olan dosyalarını yıllarca bekle-
meye devammı edecekler? Çok fazla tercih hakları
da olmadığı için çok sıkıntılı bir hayat yaşıyorlar.