47
OCAK 2014 • SAYI 227 •
PERSPEKTİF
kenli bir telle Rusya’dan ayırma ve Kafkaslara
ikiden fazla çocuk edinmeyi yasaklama çağrısı
yaptı. Bu konuşma toplumun çoğu katmanında
sert tepki ile karşılandı; Devlet Başkanı Putin,
Jirinovskiy’in bu konuşmasını kınadı. Sonrasın-
da siyasetçi özür dilemek zorunda kaldı.
Ufa’daki görüşme de, Volgograd’taki otobüs
patlamasının ertesi gününde gerçekleşti. Yakın-
larını kaybeden ailelere başsağlığı dilediğimizi
göstermek için görüşmemiz terör kurbanlarına
bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Bizim pozisyonumuz, cinayet soruşturmasının
tam olarak yapılması ve şüphelilerin suçları ka-
nıtlandığı takdirde hak ettikleri cezayı almalarını
sağlamaktı. Bu durumlarda çatışma ateşini siyasi
amaçlarla körüklemek ya da trajedileri kullanarak
politik sermaye toplamak gerçekten çok üzücü.
Rusya’da çok çeşitli Müslüman etnik
gruplar mevcut, bu durumun çalışmalarını-
za yansıması nasıl oluyor?
Sizin de ifade ettiğiniz gibi, Rusya Müslü-
manları homojen bir etnik yapıya sahip değil.
Müslüman cemaat içinde Tatarlar, Başkurtlar,
Nogaylar, Kumıklar, Kazaklar, Karaçaylılar, Bal-
karlar gibi çok sayıda Türk milleti; Kafkas mil-
letlerinden, Adıgey, Kabardin, Vaynahlar (Çeçen
ve İnguşlar), Osetler ve Dağıstan milletleri var.
Bunun haricinde Rusya’da çok sayıda Orta As-
yalı göçmen yaşamakta; bunların bir kısmı Rus-
ya vatandaşlığı almıştır. Bu çok etnisiteli toplu-
mu biz kendi zenginliğimiz olarak görüyoruz.
20. yüzyıla kadar her millet kendi toprakların-
da yaşamış, ama Rusya İmparatorluğu’nun farklı
kısımlarında yerleşik, aynı dindeki milletlerin
bağlantıları çok sıkı olmuştur. Milletlerarası iliş-
kilerde farklı milletlerin ortak konuşma dili Türk
dili olmuştur. Bugün ise milletlerarası ilişkilerde
ortak dil görevini Rusça üstlenmektedir.
Bugün, Cuma namazı için Merkez Camisi’ne
geldiğinizde, onlarca milletten insanla karşı-
laşırsınız. Bu durum, bir taraftan imamların ek
olarak bazı konularda eğitilmiş olmasını gerek-
tirmektedir, diğer taraftan biz tüm iman edenle-
rin kardeş olduğu ile ilgili Allah’ın emirlerine ve
Peygamberimiz (s.a.v.)’in sünnetine göre hare-
ket etmekteyiz.
Son olarak İslam âlemine, Avrupa’da ya-
yımlanan bir dergi olduğumuz için de özel-
likle Avrupalı Müslümanlara neler söylemek
istersiniz?
Biz farklı ülkelerdeki din kardeşlerimizle açık
ilişkiler, karşılıklı işbirliği ve tecrübe paylaşma
gayretindeyiz. İster Orta Doğu, Kuzey Afrika ol-
sun, ister Güneydoğu Asya ülkeleri olsun bizim
Orta Asya’dan Çin’e kadar bütün ümmetin az
ya da çok bulunduğu ülkelerle ilişkilerimiz var.
Dilimizin ve kültürümüzün ortak olmasından
dolayı Türkiye Cumhuriyeti ile geleneksel sı-
cak ilişkilerimiz var. Bunun yanında büyük bir
istekle Avrasya İslam Şurası çalışmalarına katı-
lıyoruz. Ortak proje ve çalışmalarımızla ilişkile-
rimizin önümüzdeki zamanlarda da gelişeceğini
ümit ediyorum.
Bugün, Cuma namazı için
Merkez Camisi’ne geldi-
ğinizde, onlarca milletten
insanla karşılaşırsınız.
Bu durum, bir taraftan
imamların ek olarak bazı
konularda eğitilmiş olma-
sını da gerektirmektedir.
Bugünkü Tataristan topraklarında 14. yüzyılda inşa edilen
bir cami