45
OCAK 2014 • SAYI 227 •
PERSPEKTİF
bilmişti. Diğerleri ya yıkılmış, ya da devlet ta-
rafından farklı amaçlarda kullanılmak üzere el
konulmuştu.
Bu tarz ciddi hak ihlalleri ve kötü muamele-
lerin ardından, ne yazık ki bugün biz gençlerde
alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, ahlaki hedefle-
rin olmaması gibi problemlerle karşılaşıyoruz.
Gençler babalarının geleneklerini unutuyor.
Üstelik bu asimilasyon, baskı altında yapılmı-
yor; bilakis insanlar kendi istekleri ile asimile
oluyorlar. Radikalizm ve ekstremizm gibi diğer
problemler de din bayrağı altında politik amaç-
lara ulaşmak için kullanılıyor. İslami birikimin
saptırıldığı bu fikirler, topluma hoşgörüsüzlük
ve nefret yayıyor.
Özetle, bu iki sorun, yani gençlerin radikaliz-
me yönelmesi ve geleneksel değerlerin önemini
yitirmesi aynı kökten büyümektedir ve bunların
çözümü de aynı kaynakta yer almaktadır. Cami-
ler ve mescitler, Müslüman okulları, herkesin
ulaşabileceği toplumsal yayınlar, İslam Kül-
tür Merkezleri ve hayır kuruluşlarından oluşan
resmî İslami altyapının geliştirilmesi gerekmek-
tedir. Günümüzde büyük şehirlerde camilere
aşırı derecede ihtiyaç duyulmaktadır. Maalesef,
çoğu şehrin yönetimi ve belediye başkanları ca-
milerin üstlendiği sosyal fonksiyonların önemi-
ni anlamamakta ve camilerin inşa edilmesi için
arsa tahsis etmeyi reddetmektedirler. Yaşadığı
şehirde cami bulamayan gençler, internet üze-
rinden şüpheli vaizlerin etkisine kapılıyorlar ya
da illegal kuruluşların üyesi oluyorlar. Bu da çok
üzücü sonuçlar doğuruyor.
Rusya’da, İmparatoriçe II. Katerina’nın
kararı ile kurulan müftülüğün 225. yılı kut-
landı. Bize kurumdan bahseder misiniz, gö-
revleriniz nelerdir?
Sizin de bahsettiğiniz gibi, Rusyalı Müs-
lümanların yaşamını yüzyıllar boyu etkileyen
önemli bir tarihi geride bıraktık. 22 Eylül 1788
tarihinde II. Katerina, merkezi Ufa şehrin-
de olmak üzere Müslüman Ruhanileri Hukuk
Meclisi’nin kurulma kararını yayınlamıştı, bu
kurum 1846’da Orenburg Müslüman Ruhani
Meclisi adını aldı. 1802’den itibaren bu meclis,
İçişleri Bakanlığı yönetimine alınmıştır. Öyle ki
bu kurumun başkanı, yani müftü, 1917 senesi-
ne kadar İmparator tarafından tayin edilirdi. 20.
asırda “Müslüman Meclisi” terimi “Müslüman
Diyanet Yönetimi” olarak değiştirildi.
Rusya sınırlarında
1927 yıllarına ka-
dar faal olan 15 bin-
den fazla camiden
1980’lerde sadece
100’ü korunabilmişti.
Diğerleri ya yıkılmış,
ya da devlet tarafın-
dan farklı amaçlarda
kullanılmak üzere el
konulmuştu.
muşlardır. Mesela, dünyada ilk defa Kur’an’ın
matbaada, 1787 senesinde Rusya’da basıldığı
bilinmektedir; üstelik baskı, II. Katerina’nın
emri ile yapılmıştır. 19. ve 20. yüzyıl başı Tatar
ve Dağıstanlı din alimlerinin çalışmaları tüm
Müslüman aleminde geniş oranda tanınıyordu.
Dolayısıyla Rusya’da ciddi bir İslami birikimden
söz etmek mümkün, biz de Rusya’daki Müslü-
man cemaatin 21. yüzyıldaki meselelerini ve
sorunlarını konuşurken, ilk olarak kendi atala-
rımızın tecrübelerine dayanıyoruz.
Peki günümüzde Rusya Müslümanlarının
problemleri nelerdir?
20. yüzyılda Rusya’da “Devlet Ateizmi” ge-
çerli olmuş, yani devlet, ateist ideolojiyi yaygın-
laştırmış ve propagandasını yapmıştır. Binlerce
imam ve inançlı insan, özellikle 1930’lu seneler-
de ortadan kaldırılmıştır.
O tarihlerde Allah’a inanmak ve dinî gö-
revleri ifa edebilmek anayasada koruma altına
alınmış olmasına rağmen, pratikte bunları ye-
rine getirebilmek mümkün değildi. Çoğu du-
rumda dinî toplantılar ve ibadetler gizli olarak
yapılıyordu. İslami eğitim müesseseleri 1920’li
yılların ardından yasaklanmıştı. Rusya sınırla-
rında 1927 yıllarına kadar faal olan 15 binden
fazla camiden 1980’lerde sadece 100’ü koruna-