41
OCAK 2014 • SAYI 227 •
PERSPEKTİF
daha dikkatli bir şekilde ortadan kaldırabilmeyi
öğreniyorlar.
“Çokkültürlü Toplum” (multikulturel-
le Gesellschaft) tabirini formüle etmenizin
üzerinden neredeyse 30 yıl geçti. Şu anda
Avrupa’daki mevcut durumu nasıl görüyor-
sunuz? Sizce bu tabir, Avrupa gerçeğini yan-
sıtıyor mu?
“Çokkültürlü Toplum” kavramı, o zaman-
dan bu yana kadar içselleştirildi ve kabul edil-
di. Şu anda da çeşitliliği tesis etme yolunda
birçok insan tarafından memnuniyetle karşı-
lanan hükümet programları var. Bununla bir-
likte çokkültürlü yapılar Avrupa tarihinin her
zaman bir gerçeği olmuştur. Çokkültürlülüğü
yadsıma eğiliminde olan kişiler, modern en-
düstri toplumlarını ve küreselleşmeyi anlama-
mış demektir.
Almanya’da NSU cinayetleri büyük bir
kesimin güvenlik güçlerine ve devlete olan
güvenini zedeledi. Sizce Almanya ya da ge-
nelde Avrupa, farklı kültürlere karşı edindiği
kötü tecrübelerden ders çıkarıp daha çoğul-
cu ve kuşatıcı bir yapıya doğru mu ilerliyor,
yoksa durum tam tersi mi?
NSU cinayetleri Almanya’da büyük bir şoka
sebep oldu. Bu, bir zihniyet değişimini sağlamak
için önemli bir durumdu. İlgili Federal Araştırma
Komisyonu’nun da ortak mantıksal çıkarımlara
varması ve mutabık olması sevindiricidir. Fakat
bununla birlikte, Avrupa Birliği’ndeki birçok ülke-
de aşırı sağcı partilerin Avrupa Seçimleri’nde bü-
yük destek kazanabileceğini atlamamak gerekiyor.
Bu tarz partileri bir arada tutan temel unsur, özel-
likle Müslümanlara yönelik ırkçılıklarıdır. Uzun
vadede bu durumAlmanya’yı da etkileyebilir.
Siz de bir zamanlar sığınmacıydınız. Bu-
lunduğu yerden kaçan genç bir insan olarak
neler hissettiğinizi bizimle paylaşır mısınız?
4 yaşındaki bir çocuk olarak bulunduğumuz
yerden başka bir yere sığınmayı, kışın bile nor-
mal bulurdum; açık göğün altında uyumayı ve
bir şeyler “araklamak” için bir yerlere gönde-
rilmeyi de... Alışıldık olmayan şey daha çok,
akşamları bir çatı altında uyuyabilmekti. Fakat
bu şartları daha sonra unuttum. Mülteci çalış-
masına, kilisede göç eden insanlar için yaptığım
çalışmalar sayesinde başladım.
kaynağı, düşünce ve kültüre kadar uzanmak-
tadır. Şimdiyse terörden korkma ya da İslam’la
bağlantılı sunulan yabancılaşma korkusu kendi-
sini gösteriyor.
Alman İslam Forumu, başkanı olduğunuz
Kültürlerarası Kurul tarafından kuruldu. En
son, yerel İslam Forumları da hayata geçiril-
di. Bu İslam Forumları’nın (bazı eyaletlerde
Müslüman Forumları’nın) kuruluşunun ar-
kasında yatan sebep neydi?
Kuruluşun sebebi, yerliler ve göçmenlerin
bilgisizlik ve önyargılarını bertaraf etmekti. İn-
sanlar arasında tanışma, ancak diyalog sayesinde
mümkündür ve karşılıklı korkular da ancak bu
şekilde giderilebilir. Bu forumlarda birçok Müs-
lüman da, İslami geleneklerin çeşitliliğini ve bu
çeşitlilikle başa çıkmayı öğrenmektedirler. Dev-
let ya da yerel sorumlular da, kendileri için yeni
olan bu birlikteliği tecrübe ediyor ve çatışmaları
Fotoğraf: © Flickr, CAFOD Photo Library