19
KASIM
2014 • SAYI 235 •
PERSPEKTİF
sıkıntıları çözmeye kadar uzanıyor: “Abi-kardeş
çalışmasını diğer gençlik çalışmalarından ayı-
ran, en alt caddedeki genç kardeşlerimize kadar
ulaşmamız. Bir gencin evde, işte, okulda sıkın-
tısı varsa, yani zaten bir sorunlar yumağı içeri-
sindeyse, aşırı grupların etkisi altına girmesi çok
olası. Biz, kahvehanelerin, nargilecilerin önünde
takılan, iddia oynayan gençlerin elinden tutuyo-
ruz. Onları yatılı eğitim seminerlerine götürüyo-
ruz. Meslek gruplarından insanları davet ediyor
ve polisleri, öğretmenleri, doktorları gençlerle
buluşturuyoruz. Onlara toplum içerisinde fay-
dalı bireyler olabilmeleri için davranış modelleri
sunuyoruz. Bizim amacımız, diğerlerini durmak-
sızın ötekileştirmek üzerine kurulu değil. Ama-
cımız, gençlerin ötekini kötülemeden toplum
içerisinde sağlam yerler edinmeleri.”
Muhammed’in
sesi, birkaç sene
önce ilgilenmeye
başladığı gençler-
den bahsederken
değişiyor. Hepsi-
nin bu sene üni-
versiteye başlaya-
cağını söylerken
de gönüllü yapılan
bu
çalışmaların
en büyük ödülüne
vurgu yapıyor: “Bu
toplumda gelecek-
te
akademisyen
olarak yer alacak
gençleri yetiştirmek, yaptıklarımızın meyvesi
olarak yeter.”
Bir yönüyle “streetworker” olan bu abiler, sı-
fır bütçe ile çalışmaları gerçekleştiriyorlar. Tek
motivasyonun “insanlara faydalı olmak” oldu-
ğunu vurguluyor Muhammed. Abi-kardeş çalış-
masını yürütenler arasında üniversiteye giden,
çalışan, evli birçok genç var; hepsi günlük sabit
programlarından arta kalan zamanlarında kar-
deşleri için koşturuyorlar. “Kimlerin kötü yol-
lara meyledebileceğini biliyoruz. Ailelerinin bu
gençlere yapmadıkları yardımı bizim yapmamız
lazım.” diyor başka bir abi. Yine kendisinin de
15-16 yaşlarındayken abisinin olduğunu, onun
desteğiyle eğitimine devam ettiğini vurguluyor.
Bu yönüyle abi-kardeş çalışması kendisini yeni-
den üreten bir çalışma.
Kalk’te abi-kardeş çalışmasını sürdüren Al-
kan Öztürk ise, liseyi bırakmak isteyen bir genç-
ten bahsediyor. Abisi, onu eğitimine devam et-
mesi konusunda ikna etmiş. Öte yandan bunları
yaparken gençlere yönelik çalışmanın en temel
noktasının, onların hatasını yüzüne vurmamak
olduğunu vurguluyor Alkan. Ona göre bunu ya-
pabilmek ayrı bir olgunluk gerektiriyor: “Kar-
şınızda gencecik
birisi var ve elbette
hata yapabiliyor,
agresif
tavırlar
sergileyebiliyor.
Onun bize davran-
dığı gibi davranır-
sak hem biz, hem
de genç kaybeder.
Biz sabır ve olgun-
lukla karşılıyoruz
bu durumu.” Al-
kan, sınırların da
farkında: “Sihirli
değneğimiz yok ki
gence dokunalım,
her şey tamamen değişsin.”
Ali ise, kendisinden çok değil, 5 yaş büyük
olan abisi olmasa, şu anki “Ali” olamayacağını
söylüyor. Bu çalışmalar, onun deyimiyle koca bir
dünyaya açılmasının öncüsü olmuş. Radikaliz-
me, her türlü aşırılığa, şiddete ve hoşgörüsüzlü-
ğe hâl diliyle karşı koyan abi-kardeş çalışması-
nın takdir görmesini beklemese de, en azından
“Müslümanlar radikalizmle yeterince mücadele
etmiyorlar.” ithamının bu kadar rahat dile geti-
rilmemesini arzu ediyor belki de.
Onlara toplum içerisinde faydalı
bireyler olabilmeleri için davranış
modelleri sunuyoruz. Amacımız,
gençlerin ötekini kötülemeden
toplum içerisinde sağlam yerler
edinmeleri.
*Abi-kardeş çalışması, İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG)
tarafından 1994 yılından beri sistematik bir şekilde yürütül-
mekte, Avrupa genelinde 6 ülkede yaklaşık 100 abi-kardeş
grubuyla her sene binlerce gence ulaşılmaktadır.