Background Image
Previous Page  17 / 68 Next Page
Basic version Information
Show Menu
Previous Page 17 / 68 Next Page
Page Background

17

KASIM

2014 • SAYI 235 •

PERSPEKTİF

*İngiltere’de Hukuk öğrenimi gören Astrid Julia Lambregts,

göç konularında danışmanlık yapan çeşitli hukuk firmaları-

na yönelik araştırmalarda bulunmaktadır.

aşırı fikirlerin yayılması suç olacak. “Antisosyal

davranış yasaları” isimli düzenlemelerle ağırlıklı

olarak aşırı söylem ve davranışların önüne geçip,

radikal fikirleri İngiliz kanunlarına göre suç teşkil

etmeyecek şekilde örtülü bir retorik kullanarak

yaymaya çalışan aşırı kesimlerin aktivitelerinin

önlenmesi amaçlanıyor. Yasa tasarısı kanunlaş-

tığı takdirde bu zamana dek yalnızca terör akti-

vitelerine katılmaları durumunda yasaklanabilen

organizasyonlar, fanatik fikirleri örtülü bir şekil-

de yaydıkları gerekçesiyle de yasaklanabilecekler.

Terör olayları insanları düşünmeye yönelt-

meden önce İngiltere’de gayrimüslim halkın

çoğu, Müslümanların toplumun ne denli büyük

bir kısmını teşkil ettiğinden habersizdi. Toplum-

da İslam hakkında bilgisizlik hüküm sürüyor; bu

da gayrimüslim kesimin gerçekleştirilen terör

hadiseleriyle İslam’ın ne kadar bağdaştığı konu-

sunda doğru bir çıkarım yapmasını zorlaştırıyor.

Örneğin ücretsiz dağıtılan ve günde ortalama 880

bin kişiye ulaşan banliyö gazetesi “Evening Stan-

dard” okuyucuları geçen sene sokak ortasında

sözümona İslami sloganlar eşliğinde öldürülen

Lee Rigby’den veya kısa süre önce IŞİD tarafın-

dan infaz edilen İngiliz insani yardım görevlisi

Alan Henning’den haberdarlar. Henning’in eşi ve

çocuklarıyla birlikte yas tutan ve anma törenle-

rinde ön sıralarda saf tutmaya özen gösteren se-

çim arefesindeki politikacılardan da haberdarlar.

“Evening Standard” gazetesinde rastlamadıkları

birşey varsa o da Alan Henning’in veya herhan-

gi masum bir sivilin ölümünü Müslümanların

da toplumun geri kalanı gibi üzüntüyle karşıla-

dıkları ve bu terör olaylarını kınadıkları. Birleşik

Krallık’ta yaşayan Müslümanlar bu bilgisizliğin,

İslam’ın toplumun büyük bir kesimi tarafından

terörle bağdaştırıldığının ve devlet tarafından yü-

rütülen terörle mücadele tezinin her an İslam’la

mücadeleye dönüşebileceğinin farkındalar. IŞİD’e

tepki gösteren kesimi daha çok Müslümanların

teşkil ediyor olması toplumda hâkim olan olum-

suz algı karşısında Müslümanların kendilerini

savunması olarak anlaşılabilir. Zira gayrimüslim

toplumun ekseriyeti İslam’a karşı çekingen tav-

rı nedeniyle benzeri eylemlerin veya dağıtılan

broşürlerin içeriklerinin İslam dışı olup olmadığı

konusunda sağlıklı bir çıkarım yapacak kadar fi-

kir sahibi değil. İslam hakkında toplumda hâkim

olan bilgisizlik göz önünde bulundurulduğunda

Oxford’taki polislerin de ilk bakışta IŞİD propa-

gandası yapan bir broşürle İslam dinini anlatan

ve dağıtılmasında sakınca olmayan herhangi bir

broşürü ayırt edememesi anlaşılabilir bir durum.

Son on yılda çıkarılan kanunlar ve ülkede ya-

şayan Müslüman vatandaşların radikalleşmesine

dair sonu gelmeyen korkular Birleşik Krallık’ın

uzun zamandır terörle mücadeleyi bir devlet

prensibi hâline getirdiğini gösteriyor. IŞİD pro-

pagandası İngiltere’nin en işlek caddelerine ka-

dar inmişken, ileride benzer bir eylem karşısında

resmî makamların nasıl bir tutum sergileyeceği

merak konusu.

Londra‘nın en işlek caddesi olan Oxford‘ta dağıtılan broşürlerde IŞİD‘e açıkça destek çağrısında bulunuluyor.