Background Image
Previous Page  25 / 68 Next Page
Basic version Information
Show Menu
Previous Page 25 / 68 Next Page
Page Background

25

KASIM

2014 • SAYI 235 •

PERSPEKTİF

durum, Almanya’yı dönüştürdü ve dönüş-

türmeye devam ediyor. Bu işçiler ve aileleri,

Yahudi soykırımı sonrası büyük oranda ho-

mojenleşmiş Alman toplumunun karşısına

beklenmedik bir zorluk çıkardı ve onu fark-

lılıklarla yeniden uzlaşmaya zorladı. Bu ge-

lişme sonucunda, “Türk ve Alman” ile “Müs-

lüman ve Hristiyan/Avrupalı/laik” unsurlar

arasında ırkçı ikilikler inşa edildi. Eskiden

Hristiyan ve ateist olan birçok Alman İslam’a

girerken, yüzbinlerce Müslüman göçmen

ve onların çocukları, 2000 senesinde Alman

Vatandaşlık Yasası’ndaki değişikliğin ardın-

dan vatandaşlık aldılar. Bu tür sınır geçişleri

kategorilerin dönüşümü üzerinde de derin

bir etkiye sahip; çünkü bunlar Almanları ve

Müslümanları nasıl tanımladığımızı da sor-

guluyor. Ana akım toplum ise, bir kişinin aynı

anda hemAlman ya da Avrupalı hem de Müs-

lüman olamayacağı inancına dayanarak, İs-

lam’a girenAlmanları marjinalleştirip onların

Almanlık ve Avrupalılığını sorgulamaktadır.

Hem dindar Müslüman hem Alman olanların

itildiği marjinal çevrelerde radikal örgütlerin

ideolojilerini yaymadaki başarısına bu neden-

le şaşırmamak gerekir.

İslam’ı benimseyenler Avrupa kültürü-

ne ihanet etmekle, takip edilmesi gereken iç

düşmanlar ve olası teröristler olmakla suçlan-

maktadır. İslam’ın “Avrupalı olmayan her şey”

gibi görüldüğü bir bağlamda Müslüman olan

Almanların önemli bir kısmı göçmenlerden

uzak durmaya, görünürde ulussuzlaştırılmış

ve geleneksizleştirilmiş bir İslam’ı destekle-

meye meylederler. Avrupa doğumlu göçmen

kökenli Müslümanların yanı sıra bazı yeni

Müslüman Almanlar, bu baskıcı eklemeler-

den arınarak ortaya çıkacak saf İslam’ın, Al-

man değer ve yaşam tarzıyla gayet uyuşaca-

ğını savunur. Berlin Duvarı’nın yıkılmasının

ardından din değiştiren Doğu Almanyalılar

açısından da Müslüman olmak, Doğulu Al-

man kimliklerinden kaçışlarının bir yoluydu.

Almanya’da büyümüş bazı göçmen kökenli

Müslümanlar da bu söylemleri gittikçe daha

çok benimseyip, İslam’ın kültür bağlamın-

dan çıkarılmasının,Müslümanların kendi dinî

inançlarını terk etmeden Alman toplumuna

uyum sağlamalarının bir yolu olduğunu sa-

*Londra Ekonomi Okulu (İng. “London School of

Economics“) Avrupa Enstitüsü’nde doçent ve Türkiye

Çalışmaları Kürsüsü başkanı olan Dr. Esra Özyürek’in

uzmanlık alanı, Türkiye ve Almanya’da din, siyaset ve

toplumsal hafıza arasındaki ilişkidir.

Özyürek’in makalesi, aynı isimli

kitaptan özetlenmiştir.

“Being German, Becoming Mus-

lim: Race, Religion, and Conver-

sion in the New Europe”, Princeton

University Press’ten Kasım ayında

yayımlanacaktır.

vunur. İslam’a geçenler arasında daha yeni

ve hatta daha popüler olan bir İslami eğilim,

İslam’ın erken köklerine giderek kendilerini

yalnızca gayrimüslim toplumdan değil, diğer

Müslümanlardan da yalıtarak, ulusal gelenek

ve kimlik sorularını altüst etmektedir.

Din değiştirenlerin, yeni dinleri ve ait ol-

dukları kültür arasındaki ilişkilerine dair fark-

lı fikirler vardır. Papua Yeni Gine ve Gana’da

Protestan Hristiyanlığa giren kişiler, din de-

ğiştirmelerinin bütün dönüşümü içerdiğini

ve sadece eski dinlerini değil, eski kültürlerini

de geride bıraktıklarını savunurlar. Türkiye ve

Hindistan gibi diğer yerlerde Protestan Hris-

tiyanlığa girenler ise sadece dinî inançlarını

değiştirdiklerini, kabul ettikleri şeyin yerel

kültürle tamamen uyumlu olduğunu iddia

ederler.

Buradaki temel mesele, din değiştiren

Avrupalıların yaptığı “arınmış İslam” çağrı-

sının; Müslümanlığı, Alman ve Avrupalılığa

aykırı olarak tanımlayan ve İslamofobi’nin

yükseldiği bir ortamda anlaşılması gerekti-

ğidir. İslam’a girenler, ana akım toplum ta-

rafından beklenmedik bir düşmanlıkla karşı-

laştıklarında, İslam’ı göçmen Müslümanların

damgalanmış geleneklerinden ayırarak onun

Almanya’daki yerini savunmada etkin bir rol

oynadılar.Arındırılmış bir İslam’ı savunanAl-

man Müslümanlar, dünyadaki İslami uyanış-

tan ilham almakta; fakat aynı zamanda, Ay-

dınlanma’nın akılcı birey ve din ideallerinden

de etkilenmektedirler. Müslümanların önün-

de ise kültürel tortulaşmanın yükünden aza-

de ve İslam’ın asli mesajıyla doğrudan ilintili

bir “Avrupalı” zihni sorusu bulunmaktadır.