41
HAZİRAN 2014 • SAYI 232 •
PERSPEKTİF
cevapladı misafirimiz: “Tıpkı farklı bir ülke gibi,
fakat İngiltere değil.” Eşime Ilford’u, İngiltere’nin
mi yoksa Hint alt kıtasının mı bir parçası olarak
gördüğünü sordum. Her gün iki kültürle de haşir
neşir olan bir mülteci hukuku avukatı olarak mu-
allak cevap vermek zorunda kaldı: “Bu, durum-
dan duruma göre değişir. Burada verilen cezalar
İngiliz cezaları ve cezaları ödediğin para İngiliz
parası. Fakat yemek, giysi, müzik, filmler, araba
ve bununla alakalı hizmetlerin hepsi Asyalı. Bu-
rada insanların uyduğu sosyal kurallar Asya ku-
ralları. Yasalar İngiliz yasaları. Fakat bazen Asya
yasaları İngiliz yasalarını geçiyor; mesela İngiliz
mahkemeleri şeriata riayet ettikleri zaman. Ya da
yeterince Asyalı, İngiltere’yi ‘İngistan’ yapacak
kadar kolektif biçimde hareket ettiğinde!”
Eşimin son sözlerine örnek, onun bir müvek-
kiliydi. Bu adam aylardır işletme masrafı tutarla-
rını ödemeyip icra ile karşı karşıya kalmıştı. Adını
faturadan çıkartıp yerine hayali bir isim yazdır-
mak için de eski bir iş arkadaşının komşusunun
kardeşinin elektrik ve doğalgaz firmasında çalı-
şan arkadaşını aramak yeterli olmuştu.
Sanırım paralel toplum ne demektir şimdi an-
lıyorum. Fakat bunun da iki dünyanın en iyi yön-
lerinin bir arada bulunduğu bir dünyaya doğru
atılmış bir adım olduğunu düşünüyorum. Lond-
ra’nın merkezinde bir bankaya gittiğinizde, ba-
şörtüsü takan Pakistan asıllı bir memurla karşı-
laşma olasılığınız yüzde ellidir. Hiç kimse önemli
bir pozisyonda bir yabancının olmasına içerlen-
mez, hiç kimse cuma vakti caminin yolu üzerin-
de doluşan Müslümanlara yolu daralttıkları için
sinirlenmez ve kimse benim gibi birisini yolda
yürürken görünce iki kere bakmaz. Eğer gözlerine
inanamayan birisi varsa, o da burada hâkim olan
“birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” ilkesine
alışık olmayan ve burada doğmamış olan Asya-
lılardır.
Bir sonraki nesillerde birçok şey değişecek.
Artık görünüş ve davranıştan hangi kültürün
kime ait olduğu anlaşılmayacak, bu veya o kişinin
nereli olduğu anlaşılmayacak ve bu parçalardan
yeni bir bütün doğacak.
*İngiltere’de Hukuk öğrenimi gören Astrid Julia Lambregts,
göç konularında danışmanlık yapan çeşitli hukuk firmaları-
na yönelik araştırmalarda bulunmaktadır.