9
MART 2014 • SAYI 229 •
PERSPEKTİF
Filme tepkiler nasıl oldu?
lan diğer insanlar çok ilgisiz. Hepimiz kendi
küçük, güvenli dünyamızda yaşıyor ve toplum
ile siyasetin trajik yanlarıyla pek ilgilenmi-
yoruz. Bu belki de bilginin çokluğuyla alakalı.
Herkes Facebook, Twitter, bloglar ya da diğer
sosyal platformlar aracılığıyla önemli bilgilere
erişebiliyor. Bu bilgilerden önemli görülenler
belki diğerleriyle paylaşılıyor. Ama hiçbirimiz
sokaklara dökülmüyor, bu gayriinsani durumlar
için herhangi bir şey yapmıyoruz. Dizüstü bil-
gisayarlarımızın arkasına saklanıyor, toplum ve
siyasetin doğurduğu zulümleri internet üzerin-
den paylaşıyoruz. Fakat en azından bu bilgiler
bir yerlerde muhafaza edilip arşivleniyor. Ben
de bu filmi bunun için yaptım. Bütün toplumsal
gruplara ulaşır mı bilmiyorum; fakat en azın-
dan insanlık tarihinde yaşanmış bir trajediyi
belgeleyip insanlara ulaştırıyorum. Çünkü bu
sürecin ya da yargılamanın
içeriğini insanlara ulaşıla-
bilir hâle getirmek en bü-
yük isteğimdi.
Tepkilergenelde olum-
lu oldu. Ama en büyük ba-
şarı filmin paylaşılması,
geniş kitlelere ulaşması ve
tavsiye edilmesi oldu. Bu
da insanların konuya olan
ilgisini uyandırdığımız an-
lamına geliyordu. Beni en
çok etkileyen ve kalbimi
titreten ise kurbanların
ailelerinin avukatları ara-
cılığıyla bana belgesel için
teşekkür etmeleri ve bu fil-
mi oluşturduğumuz için çok mutlu olduklarını
iletmeleriydi. Bence aileler de sürecin bu filmle
daha fazla anlam kazanabileceğine inandılar
ve mutlu oldular. NSU süreci belgesel ile tekrar
tartışılmaya başlandı.
Filmi seslendirenler, seslendirme esnasında
ne hissettiklerini sizinle paylaştılar mı?
Hepimiz çok etkilendik. Birçok defa ara ve-
rerek okuduklarımıza dikkat kesildik. O an ne
hissettiğimizi tartıştık ve birbirimize anlattık.
Özellikle yaptığımız işe verdiğimiz değer, olay-
ların vahameti ve insanlara karşı tarafsız dav-
ranmak konusunda okunulan içeriğin getirdiği
zorluklar göz önüne alındığında bunun, seslen-
direnler için çok ağır bir iş olduğunu söyleyebi-
lirim.
Almanya’daki ırkçılık ve NSU süreci ile alakalı
sizin şahsi görüşünüz nedir?
Ben ırkçılığın, eğitim ve fırsat eşitliğinin ek-
sik olduğu her yerde bulunduğuna inanıyorum.
Irkçı insanların çoğu, küçük ve nefret dolu dün-
yalarında yaşıyor ve geri kalan dünyaya bakma
ihtiyacı duymuyorlar. Ben bu insanların kendi-
lerini özel hissedebilmek için bu küçük dünya-
ya hapsolmayı seçtiklerini düşünüyorum. Kork-
tukları için kendilerini hapsediyorlar; bu korku
ruhlarını silip süpürmüş. Bir insan ruhunu kay-
bederse, bütün insanlığını ve böylece dünyayla
bağını kaybeder. Bunun sonucunda kendilerini
diğerlerinden izole eden insanlar dünyaya kar-
şı gerçekle ilişkisi olmayan
bir bakış geliştirirler. Irkçılık
böyledir; bu bakış benim için
anlaşılmaz ve gerçek dışı.
NSU sürecine dair ise sa-
dece şunu söyleyebilirim:
NSU ve onun üyelerinin suç-
lu oldukları ve yargılanmaları
gerektiği açık.Zira kanıtlar ve
şahitlere dair neredeyse hiç
şüphe bulunmuyor. Açık ol-
mayan şey ise Anayasayı Ko-
ruma Dairesi’nin rolü ve ben
bunun açıklığa kavuşturul-
masını istiyorum. Ben, Ana-
yasayı Koruma Dairesi’nin
NSU üyelerinin 15 sene süren
eylemlerinin ne kadarından
haberdar olduğunu ve bunca
cinayetin neden gerçekleşti-
rildiğini öğrenmek istiyorum. İçimdeki kötü bir
his, hukuk devletinin bilgileri benden gizlediği-
ni ve beni böylece kafa karışıklığına ittiğini söy-
lüyor. Bunun açıklığa kavuşmasını istiyorum.
Aksi takdirde Alman yargısına ve aynı zamanda
bunca zaman, burada sürdürülen gazeteciliğe
olan inancımı kaybedeceğim.
NSU protokollerinin seslendirildiği filme
yönetmenlik yapan Soleen Yusef, 9 yaşın-
dayken Irak’tan ailesiyle birlikte Almanya’ya
iltica etti. Yusef, Baden-Württemberg Film
Akademisi’nde yönetmenlik eğitimi görüyor.
NSU davasının protokollerini
sitesinden takip edebilirsiniz.
Soleen Yusuf’un yönetmenliğini yaptığı “NSU Pro-
tokolle als Film”izlemek için: