PERSPEKTİF
• SAYI 228 •
ŞUBAT 2014
10
Fransız toplumundaki Müslüman algısını kı-
saca özetleyebilir misiniz?
Toplumun Müslümanlara bakışını araştıran
kamuoyu yoklamalarına göre Fransızların yüz-
de 74’ü İslam ve Müslümanlar hakkında olum-
suz fikre sahip olduklarını belirtiyorlar. Fakat
insanların Müslümanlar hakkında sahip olduk-
ları fikirler doğrudan medyanın konuya yakla-
şımıyla şekilleniyor. Bunu insanlara tanıdıkları
bir Müslüman olup olmadığını sorduğumuz-
da anlıyoruz. Çünkü Müslümanları medyadan
değil, toplumsal ilişkileri aracılığıyla tanıyan
insanlar Müslümanlara karşı olumlu bir algı-
ya sahip oluyorlar. Dolayısıyla kamuoyu araş-
tırmalarının sonuçları, toplumdaki Müslüman
karşıtı algının değil, medya ve politik mecrada
Müslümanlara yönelik var olan nefret söylem-
lerinin yansıması.
İslamofobi Fransız toplumu tarafından kabul
edilen bir olgu mu, yoksa bu sorunun kabulü ko-
nusunda bir yadsıma mı söz konusu?
Fransızlar İslamofobi konusunda çok uzun
süre bir inkâr içerisindeydiler. Sadece İslamo-
fobi kavramını değil, aynı zamanda bu konuda
bir şeyler yapmayı da reddediyorlardı. Aslında
Fransa: “İslamofobi
Kibirli Bir Nefret Şeklidir.”
Kuruluşunun 10. senesini geride bırakan Fransa İslamofobi’ye Karşı Kolektif
Mücadele Derneği (CCIF-Collectif Contre l’Islamophobie en France) Avrupa ve
uluslararası düzeyde tanınan bir organizasyon. 2011’de Birleşmiş Milletler Özel
Danışmanlık Statüsü’ne kavuşan CCIF, Fransa’da İslamofobi ile mücadele anla-
mında ses getirici projelere imza atarak Müslümanlara destek veriyor. CCIF Söz-
cüsüMarwanMuhammad ile Fransa’daki İslamofobi’yi ve derneğin bu konuda
yürüttüğü çalışmaları konuştuk.
MELTEM
KURAL
»
Müslüman karşıtı bir hissiyatın ve nefret suçla-
rının olmadığını ve olayların raslantısal, istis-
nai hadiseler olduğunu savunuyorlardı. Fakat
çalışmalarımız ilerledikçe İslamofobi’nin var-
lığı inkâr edilemez oldu. Zira her sene nefret
suçları ve ayrımcılıkla ilgili rakamları, bu hadi-
selerin hukuki ayrıntılarını ortaya koyduk. Böy-
lece istisnai veya raslantısal olarak kabul edilen
hadiseler toplumda var olan bir olguya dönüş-
tü. Eğer yılda birkaç ayrımcılık olayı yaşansa
idi, bu istisnai bir durum olarak görülebilirdi,
fakat yılda beş yüz nefret suçu ve ayrımcılık
vakasıyla karşılaşılıyorsa, camiler saldırıya uğ-
rayıp, Müslüman mezarlıkları tahrip ediliyorsa
artık bu gerçeği daha fazla yadsıyamazsınız.
Dolayısıyla bir zaman sonra medya ve iktidarın
da İslamofobi’den bir fenomen olarak bahset-
meye başladığını gördük. Bununla birlikte kav-
ramın kendisi ile ilgili tartışmalar devam etti.
Kimileri İslamofobi kavramının 1970’lerde İran
İslam Rejimi tarafından icat edildiğini iddia
ederken, kimi uzmanlar söz konusu terimin 19.
yüzyıldan beri kullanıldığını ve Müslümanlara
yönelik ayrımcı uygulamaları tanımlamak için
Fransa’da türetildiğini ileri sürdüler. Bugün İs-
lamofobi Fransa’da artık varlığı kabul edilen bir
olgu. Bu olguyu Fransa’da politik tartışmaların
ana meselelerinden biri hâline dönüştürdük ve
Gündem/Söyleşi