49
OCAK
2015 • SAYI 237 •
PERSPEKTİF
Kuruluşundan itibaren demokratik
bir ülke olduğu iddiası ile övünen ve sa-
vunucuları tarafından Orta Doğu’daki
tek demokrasi olarak tanımlanan İsrail,
1948’deki bağımsızlık deklerasyonunda
topraklarında yaşayan tüm halklara eşit
haklar vadetmekteydi. Bu belge İsrail’i hem
Yahudi hem de demokratik bir ülke olarak
tanımlarken, devletin bu iki karakterine de
eşit ağırlık verileceği iddiasındaydı.
Netanyahu ve sağcı koalisyon ortakları-
nın destek verdiği tartışmalı kanun tasarısı
ise bağımsızlık deklerasyonunun aksine
İsrail’in Yahudi karakterine demokratik
özelliklerinin üzerinde öncelik tanıyor. Ta-
sarının yasalaşması hâlinde Yahudiler, nü-
fusun yüzde 20’sini teşkil edenArap köken-
li İsrail vatandaşlarından daha fazla hakka
sahip olurken, Araplar vatandaşlık hakla-
rının pek çoğundan mahrum bırakılacak.
İsrail/Filistin Araştırma ve Bilgi Merkezi
(IPCRI – İng. “Israel/Palestine Center for
Research and Information”) kurucusu ve
eşbaşkanı Gershon Baskin’e göre İsrail’in
Yahudi statüsü resmî olarak ilkin Netanya-
hu’nun 2009 seçimlerinde iktidara gelme-
sinden önce İsrail’in liberal Kadima Partisi
liderliğindeki koalisyon hükûmetini temsi-
len Tzipi Livni tarafından dile getirilmişti.
Bunun üzerine Netanyahu, İsrail’in Yahudi
bir devlet olarak tanınmasını Filistinlilerle
yapılacak barış görüşmelerinde ana talep
olarak dile getirmeye başladı ki bu iki taraf
arasındaki görüşmelerde en tartışmalı kilit
konu hâline geldi. Baskin bunun ardından
Knesset’in aşırı milliyetçi üyelerinin İsra-
il devletinin Yahudi karakterini ön plana
çıkaracak bir kanun tasarısı konusunda ıs-
rarcı davranmaya başladıklarını belirtiyor.
İsrail Demokrasisini Yenileme Merkezi
(MOLAD – İng. “Center for the Renewal of
Israeli Democracy”) uzmanlarından Avis-
hay Ben Sasson, tasarının Netanyahu’nun
güç kontrolünü elinde tutma manevra-
sının bir parçası olduğunu ve geçtiğimiz
yaz oldukça gergin geçen gündemle bir-
likte kaybettiği popülariteyi Likud Par-
tisi’nin
muhafazakârlarını
kazanarak
telafi etme çabası olduğunu belirtiyor.
Başbakan Netanyahu, Gazze krizini yöne-
tim şekli konusunda üst düzey bakanları-
nın şiddetli eleştirilerine hedef olmuştu.
Hükûmet ardından Kudüs’te gerçekleşen